Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
ÖLÜ KELEBEĞİN UMUDU…
Merhaba değerli okur arkadaşlar. Uzun bir aranın ardından böylesine güzel bir kitabın incelemesinde tekrar buluşuyoruz. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyim; bu kitabı mutlaka okuyun. Uzun zamandır nefesimi tutarak okuduğum bir kitap olmamıştı. Güzel kitapların bizi esir almasının sebebi duygularımıza ciddi derecede hitap etmeleridir. İnsan duygularıyla var olan ve yaşayan bir canlı olduğu için, duygularının yönlendirmesiyle hareket eder. Bir kitapta aşkı yoğun yaşarız, diğer kitapta yalnızlığı. Bazen bir kovalamacanın içinde buluruz kendimizi, bazen bir savaşın ortasında. Bu kitapta ise ''çaresizlik'' duygusunu iliklerime kadar yaşadım. Hâlâ çaresizim, kitabın etkisi tüm ruhumda aktif bir şekilde dolaşıyor hâlâ. Hani bazen bir filmi izlerken ya da bir kitap okurken garip bir huzursuzluk duyarsınız. Sanki aniden her şey kötü olacakmış, birden bir yerden bir kötülük çıkacakmış gibi ve çaresizce o anı beklersiniz ya; işte bu kitabı bu duygularla okudum. Hep tetikte bekledim, içimde bir huzursuzlukla sayfalar arasında gergin gergin ilerledim, huzursuzluğum kitap boyunca hiç geçmedi. Bunun temel nedenlerinden birisi baş karakterin psikolojik yapısı. Romanlarda iyi karakterlerin yanı sıra bazen çok kötü karakterlere de denk geliyoruz ve onlardan nefret edebiliyoruz.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu Tepeler
'in Heatcliff'i,
Martin Eden
Martin Eden
'in Ruth'u,
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki Şeytan
'ın Ömer'i ya da
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve Siyah
'ın Julien Sorel'i gibi. Böyle daha onlarca örnek sayabilirim. Bu kitapta ise Caliban isimli karakterin ruhu, düşünce yapısı, psikolojik buhranları beni gerçekten çok korkuttu. Kitabın konusuna çok girmek istemiyorum ama psikolojik gerilimi bu kadar yoğun hissettiğim çok nadir kitap olmuştur. Kendine güveni olmayan, hiçbir vasfı olmayan, hayatı boyunca hiç seveni olmamış, hiç kimseyi sevememiş, dümdüz bir adam; eğitim seviyesi yüksek, sanata ve diğer alanlara ilgisi olan, genç bir kızı takıntı haline getirip uzaklarda satın aldığı bir eve kaçırıyor ve orada günlerce haftalarca tutsak ediyor. Kitabın akıcı olmasında mekanların ve mekanların karakterler üzerinde etkisini görmemiz ve kaçıran ve kaçırılan tarafından iki farklı ağızdan okumamızın önemi yüksek. Kaçıran Caliban'ın sığ fikirlerini, duygusuzluğunu, nefretini görüyoruz kitap boyunca; Kaçırılan Miranda'nın ise umudunu asla kaybetmeyişini. Kurtulduğu zaman çizeceği ilk resmi bile planlayarak umudunu canlı tutuyor. Yazarın dili gerçekten çok akıcı, çok rahat 1-2 günde bitirebilecek bir kitap. Ayrıca 2 tane baş karakterin yanı sıra bir tane de yan karakter gibi görünen baş karakter daha var ve o karakterin -ismi G.P. - fikirleri, görüşleri, sanatla, Tanrı ile ilgili sözleri gerçekten ilgi çekici ve kitaba yön veren düşünceler. Caliban isimli karakteri dövmeden durabilirseniz kitabı çok daha rahat bitirebilirsiniz, öyle lanet bir karakter ki gerçekten insanın sınırlarını zorluyor. Özetle, kitap akıcı olduğu kadar, karakterlerinin barındırdığı fikir ve görüşlerle de oldukça ilgi çekici. Kısa ve açık bir inceleme oldu. Herkesin okumasını öneririm, gerilim severler eminim bu kitaba bayılacaklar. Küçük bir dipnot: Kitabın sonunda öyle bir sarsıldım ki Netflix dizisi olan You'daki Joe karakterini bilenler bu kitabın sonuna geldiklerinde beni anlayacaklardır. Muhteşem bir finaldi gerçekten, sarsmayı, şok etmeyi başardı. Seni asla unutmayacağım Miranda... Herkese keyifli okumalar... Kitapla kalın...
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
·
1.896 görüntüleme
Tuğba okurunun profil resmi
Fowles çok kaliteli bir yazar. İnsan psikolojisini çok iyi betimliyor. Kitap da gerçekten iyiydi. İncelemeniz de öyle.
Kaan okurunun profil resmi
Evet oldukça kaliteli bir kalemi var. Teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.