Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Üçüncü Sultan Murad'ın sarayı da, mudhiklerı, meddahlar, mukallitler ile dolup taşan hakani bir eğlence mahalli idi. Padişahın huzurunda hünerlerini ortaya dökmüş bir kıssahanın2 da marifetlerine karşılık kendisine ihsanda bulunulması tabii olduğu için, sıra bu noktaya gelip de, alacağı ihsanı reddeden mukallit: "Hayır hünkarım, ben altın değil, yüz değnek isterim!" deyince, padişah bu sözün mukallidin bir başka oyunu olduğunu zannederek pek hoşlanmış. Sebebini sorunca da, şu cevabı almış: "Hele elli değnek vurulsun, o zaman söylerim." Mukallit yere yıkılarak, elli değnek yiyince, sopalama işi tamam olmuş ve "Durun, bir ortağım vardır, geri kalanı şimdi ona vurun!" demiş. İşin neye varacağını merekla bekleyen padişah, ortağının kim olduğunu sorunca mukallit: "Saray-ı hümayun bostancılarından3 biridir ki, "Seni saraya ben tanıttım, aldığın caizenin4 yarısı benimdir," diyerek aldığım ihsanlara5 ortak olur ve elimden çekip alır. İşte bugünkü değneklerin yarısı da onun olması icap eder," karşılığını vermiş. Böylece de zekası ve dirayeti yüzünden, hem bostancıya haraç vermekten kurtulmuş hem de adama elli değnek yedirmek suretiyle ondan öc almış.
·
281 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.