Gece Yarısı Kütüphanesi ndeki Nora. Ama akıl veren kütüphaneci ortalıktan tüymüş. Ve hayatının farklı versiyonlarını yaşamak için raftan kitap çekmeye ihtiyacı yok Rosa’nın. Kitap gibi kadın:))
Rosa hissediyor, düşünüyor, hop atlıyor yeni bir yaşamın içine. Her çiçeğin tadına bakmayı seven bir kelebek. Uç Rosa uç. Bıyıklarındaki polenleri sil, sonra başka çiçek. Rosa sirkteki at binicisi, Rosa prenses, Rosa anne, Rosa anne değil, Rosa Hans’ın karısı, Rosa kimsenin karısı değil, Rosa Hristiyan, Rosa’nın Allah’la arası iyi değil..Rosa rosa rosa..Hayatın önüne getirdiği hiçbir şeye karşı çıkmıyor, aa hayır diyemiyor bu kadın, tüm versiyonlarını giyip çıkarıyor. Rosa, altı tertemiz kalan bir çift yeni pabuç, hiçbir hayatına basmıyor. Çünküleyin: “Her şey tutku konusu olabilir. Her şey aynı ölçüde kutsal ve aynı ölçüde aşağılık olabilir. Tutkular çevreye göre değişen şeylerdir”. Çerçeveni yiym Rosaaa.
Rosa’ya yapma, etme diyecek ne bir insan evladı, ne onu kollarından tutan bir değer, ne de kendine köle eden bir alışkanlık var. Rosa’nın tek alışkanlığı yeniden başlamak. Başla Rosa başla.
Rosa bilmediği sularda yüzen herkes gibi boğuluyor. Herkesin sadece bir kez boğulma hakkı var, Rosa’nın bin. Boğul babam boğul, sonra yine de yaşamakta devam eder bul kendini.
Rosa diyor ki, sıradanlıkları, çirkinlikleri, zorunlulukları yaşamak yerine enayi başlangıçlara koşmakta, düşüp düşüp kalkmakta benim gibi olun. Geçmişe bakarken şu kendinize acıma huyunu bir bırakın rica edeceğim, bulun buluşturun aptallıklarınızı, aptallıklarınıza gülün. Tutmayın kendinizi, gülün ayol.
E kim tutuyor ki bizi zati? Toplum tutuyor. Sevgi Soysal’ı da tutmuşlar:
Bu, toplumsal gerçekçi akımın, varoluşçu sancıların ağır abi olduğu bir zamanda, tutup bir kadının, hem de toplumu iplemeyen bir kadının bireyselliği üzerine kurulmuş bir roman. Memlekette anlatılacak o kadar mesele varken bu aykırı kadını mı buldun diye tepki bile göstermişler Sevgi Soysal’a. Önsözde geçen şu cümleyle, “Sevgi Soysal, bu kadınlık denen şeyi, anlatılması, romanı yazılması gereken bir şey olarak gördüğü için mi yadırgandı acaba diye bu günden geriye doğru sormamak, neredeyse imkânsız gibi.”
Kendi döneminin ve bence onun birkaç fersah ötesinin tüm kadın modellerini bir tek kadın üzerinden anlatmış bir kitap. Rosa’nın hiçbir şeye tutunmaması, kendi iç sesi dışında hesapsızlığı, özgürlüğü canım özgürlüğü müdür ki ağır abileri rahatsız eden?
Ortak paydası kadın olan, kabul etmek zorunda olmasak da fark etmek zorunda olduğumuz tüm hallerimizi bize çizgi roman tadında veren bu kitabı okuyun nolur..Belki kendi ahvalimize bir zerre yakından bakarken buluruz kendimizi..Ahvalimiz..Bir kış uykusu, hiçbir yazın sökemediği..
Nasıl da güzel kalem oynatırmış bu kanatsız kuşlar🦋Emel’in kalemi hem göz kalemi olur hemde göz yaşı 😌🦋sevgiyle okudum buruklukla sana bu çiçekleri vermek geldi yüreğimde 💐💐🌺