Demir Özlü
İnsanın dostları neredeyse, vatanı da orası olur...
(S:48)
Yeryüzüne dayanabilmek, kitabında okuruna..
Bende
Tezer özlü&Demir özlü'nün
Kardeş olduğunu bildiğim ve ikisininde hüzünden beslendiklerini, ve bunu okura çok net yansıttığını okurların bildiğini düşünüyorum..
Arka kapak bize ne demiş? onu okuyalım mı?
Güvercinler ve Matmazeller’deyse, son yıllarda dergilerde çıkan benzeri öykülerini ve 1950’lerin dergilerinde unutulmuş ilk öykülerini de bu kitaba ekledi..
Düş, tutku ve bunaltıdan mürekkep kalem, okurunu Stockholm, Paris, Berlin, Beyoğlu, Fatih, Simav, Ödemiş gibi birbirine uzak yerlerde ve birbirine uzak zamanlarda gezdiriyor.
Güneş batarken Tepebaşı’ndaki cadde eflatuni bir renge boyanıyor..
Eyüp sırtlarında batan güneş ölümü çağrıştırıyor. Sonsuzluğu. Sonsuzluk içinde yok oluşu. Eskinin hayalleri... Eyüp sırtlarında yapılmış bir gezinti. Bir sevginin aranışı. Sonra dönüş yolu. Yorgunluk. Ağaçlı, küçük ön bahçeler. Sonra bu çatı katına çıkıp uzanmak..
Derin bir yorgunluktan kurtulmak için, çatılardaki duruşları sakinlik veren bacaları seyretmek. Sakin bir yaşam düşlemek. Bacalarla sakin bir yaşam...
Bilinmeyen bir yana doğru koşuyordu her şey. Yaşam da. Sonrasıyla da, öncesiyle de ilgili bir şey bilmeksizin, durgun bilinciyle boş bir yaşamaydı..
S, 53..veda ederken kitaba hüzün tadında buruk ayrılıyoruz..
#Buyurun ohalde #okuyun