Naziler, soykırım, işkenceler... Bu ve aklınıza gelebilecek birçok ikinci dünya savaşı konulu kitapları okudum. Araştırdım durdum, araştırdıkça canım acıdı, yapılan işkencelere inanamadım, inanamadıkça daha farklılarını buldum, işkence yapan kadınları ve hayatlarını onlardan nefret ederek okudum..
Ama Boyalı Kuş! Okuduğum her kitaptan, duyduğum her öyküden farklı, okunması yürek isteyen Boyalı Kuş..
https://1000kitap.com/Nordavind/Du sayesinde okudum ve ne söylesem az kalacak gibi bir his var içimde bu eser için.
Yazarın hayatını okuyarak başladım işe; çünkü her zaman, yazarların yaşadıklarından etkilenerek yazdıklarını düşünürüm. Yine yanılmadım. Kosinski'nin intihar edişini okuyup, kitabı bitirince anladım yine yanılmadığımı.
Kısaca bahsedeceğim olaydan çünkü ayrıntıya girmek kitabı anlatmak demek olur bu eserde. İkinci dünya savaşı sırasında altı yaşında bir çocuk, savaştan ve şiddetten uzak kalsın diye annesi ve babası tarafından başka bir yere gönderilmek istenirken aniden işler karışır ve kahramanımız kendisini her seferinde başka bir köyde, insanlıktan nasibini almamış kişilerin yanında bulur. Bir yandan Almanlar tarafından yakalanmamaya çalışır, diğer yandan da köylülerin işkencelerine maruz kalır. Yaşı ilerlerken; ustalarından büyüyü, duayı, çiftlik işlerini, kötülüğü, iyiliği, Tanrı'yı, Şeytan'ı ve daha birçok şeyi öğrenir. Öğrendikçe değişir, değiştikçe hırslanır; bazen umudunu yitirir bazen de direnir. İşte böyledir Boyalı Kuş'un öyküsü. Farklılıkları ile kabul görmeyen, itilen, soyutlanan herkestir aslında Boyalı Kuş..
Etkili, sarsıcı bir kitap okudum. Herkesin okuyabileceğini düşünmüyorum. Birçok kişide rahatsızlık yaratabilir ancak bunların savaşın gerçek yüzü olduğunu da bilmekte yarar vardır..