Katya’nın yazı inanılmaz sarsıcı bir roman. Adeta okuyucuyu tepetaklak etti diyebilirim. Kitapta başlangıçta bir aşk yaşanıyor ve sonrasında bir yalanlar zinciri olduğunu öğreniyorsunuz olan her şeyin. Daha sonrasında yine bambaşka bir gerçeklikle karşılaşıyorsunuz. Ah, Katya. Bir kadın olarak onun durumunu düşünmek o kadar korkunç ki. Yaşadığı travmayı atlamak için kendini öldürüp yerine başka bir karakter yaratmak... Tam da bu devrede kitabın içerisine psikoloji dahil oluyor. İnanılmaz bir hikâye. Herkesin birbirini savunmak için yalanlar bulduğu, kadınsal problemlere de aynı zamanda değinen bir kitap. Kitabın sonunda hem üzüldüm hem de sarsıldım gerçekten. Paul, Montjean, Katya ya da Hortense, Paul ve Katya’nın babası, Doktor Gross hepsi çok gerçekçi anlatılmıştı. Aynı zaman da bask kültürüne çokça yer verilmiş. Okumanızı tavsiye ederim.