" ... çünkü benimle konuştuğunuz an ölüm hastalığına yakalanmış olduğunuzu gördüm, diye cevap verir. İlk günler bu hastalığı adlandıramadım. Sonra o da oldu. ... Sorarsınız: Ölüm hastalığı neden ölümcüldür? Cevap verir: Ona yakalanan onu taşıdığını, ölümü taşıdığını bilmediğinden. Üstelik ölecek bir yaşamı olmadan öleceğinden, hiçbir yaşamda, hiçbir zaman ölmeyi bilmeyeceğinden."
Bir adam, bir kadın ve parayla satın alınmış bir kaç gece.. Adam sevememekten yorgun, kadın sürekli uykulu.. Aralarında kırık dökük kelimeler çokça da boşluk.. Kadın bir ara adamın durumuna teşhis koyuyor: Ölüm Hastalığı.. Çok doğru ve yerinde bir tanımlama oluyor bu, çünkü adam sevme yetisinden yoksun.. Sevgisiz geçen bir hayatın da ölümden farkı var mıdır dersiniz.. Bence yok.. Kitabın sonunda adam yalnız kalır, Kadın artık yoktur..
"Böylece yine de bu aşkı sizin için olabilecek tek şekliyle yaşayabildiniz, başınıza gelmeden kaybederek.."
Kitabın farklı bir anlatım tarzı var, bu ilk başlarda biraz karışıklığa yol açsa da okudukça alışıyorsunuz ve kitap su gibi akıyor.. Kitabın sonunda yazar eğer kitabı tiyatroya uyarlanırsa nasıl olmalı filme uyarlanırsa nasıl olmalı diye açıklamalarda bulunmuş.. Yazarla ilk tanışma kitabımdı, son olmayacak orası kesin.. Herkese keyifli günler bol okumalar diliyorum..