Gönderi

"Cennet nedir ve biz ona ahirette beleşten mi konacağız? Bu, uzun süredir yazmayı istediğim bir konu idi aslında.. Şimdi arkadaşlar biz aslında diğer tarafa, cenneti de cehennemi de buradan götürüyoruz... Öncelikle bilmeliyiz ki cennet; gönül kokusundan, yani gönlün kendisinden yaratılan bir alemdir.. Kişinin cennetinin genişliği, o kişinin; idrakinin, vicdanının sevgisinin, ilminin ve tekamülünde yol aldığı mesafenin genişliği nisbincedir.. Şöyleki; elbetteki ALLAH heryerdedir fakat bu yolun başında ki insan henüz bunun idrakinde olmadığı için "ALLAH'ı bulma" arzusu ile yola çıkar.. Öncelikli yapacağı iş genelimizin yaptığı gibi kitaplara sarılmak olacaktır.. Fakat kitapları okurken, aslında o bunun farkında olmasada yaptığı şey; O kitabın yazarının gönlünde dolaşmak oluyor. Çünkü yazar onu kendi gönlünde olanlarla ve kendi potansiyelinin darlığı ya da genişliği nispince yazmıştır.. Şimdi bakın ne oldu? Gönlen gördüğü şeylerle, kendi gönül alemi genişlemeye başladı.. İşte ilmin önem faktörünün gizemi burada yatar.. Örneğin Mevlana'yı okuyor, aslında okumak sadece bir bahane, burada asıl gerçekleşen şey; onunla gönül bağı kuruyor olması.. Onun gönül bahçesinin mahiyetini keşfettikçe, hem idraki genişliyor hem buna paralel kendi gönül bahçesi genişliyor.. Kitaplar olmasa idrakimiz genişlemeyecekmi? Yol kat edemeyecekmiyiz yani? Tabiki genişleyecek, tabiki yol kat edeceğiz, tabiki ALLAH'ı idrakimiz artacak. Binlerce yıl evvel kitapmı varmış? E onlarada dağlar taşlar, kısaca kainatın kendisi, ALLAH'ı idrak yolunda kitap olmuş onlara... ALLAH gönlümüzün gördüğü heryerde ise, hususta sorun yok.. Aslında ilim dahi bu yolda bir noktadan sonra geçersizdir. bunun içindirki, Hz Fuzuli; "Aşk imiş her ne var alemde, ilim dediğin kîylu kal (dedikodu) imiş ancak.." demiştir.. Buradaki kast edilen aşk; yaratılanın ardında YARATAN'ını görmekle oluşur.. Oluşur derken, sen O'nu idrak ettiğin an, zaten bir anda ateşin alevine düşmüş saman çöpüne dönüyorsun. Sonra sana Şems diyorlar, Mevlana diyorlar, Yunus diyorlar, Yusuf diyorlar, Leyla diyorlar, Mecnun diyorlar.. Kişi idraki genişledikçe, ALLAH ın yansımasını sadece gönüllerde değil kainatın her yerinde görmeye başlayacaktır. Mesela içtiğin bir bardak çayın keyfinde, denizin iyot kokusunda, dağların yüceliğinde, bir gülün kokusunda, bebeğin şirinliğinde.. kısaca heryerde.. Bakın.! dikkat ediyormusunuz? diğer tarafa götüreceği cenneti, kendi gönlü vesilesi ile, ALLAH'ı heryerde idraki nisbince oluşmaya başladı. Cennette saraylar ırmaklar, konaklar yeşillikler ve burada saymamızın mümküniyatı olmayan niceleri nasıl oluşur? Yani cennet nasıl dizayn edilir? Bunu cevapladığımızda, otomatikman "sevap nedir?" sorusuna da yanıt bulmuş olacağız.. Şimdi diyelimki; kırılan bir kalbi onardık. bir anda onun içi nasıl mutlulukla doldu değilmi? Gönlen tabiki onun halini görmüşüzdür ve bu bizim içimizde harika bir vicdan rahatlığı, harika bir huzur oluşturur.. Bakın işte bu huzur, kendi gönlünde herhangi bir arzuladığın şeyi otomatik vücuda getirir, bir saray olur, ırmak olur, koyu yeşillikler olur vs.. Fakat, gönül genişliğine sahip olmak açısından şu ayetti de kesinlikle göz ardı etmememiz gerekiyor ve bu çok önemli bir husustur.. "Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur..." Rad -28- İşte "sevap" denilen kavram budur arkadaşlar.. Yani yaptığın herhangi bir hayırlı iş ile ruhunun huzur bulması ve bu huzurun, kendi gönlünde arzuladığın; örneğin "altında serinlenilen bir ağaç gölgesi" şeklinde otomatik şekil bulmasıdır.. Bakın arkadaşlar gönlümüz aşağı yukarı dizayn olmaya başladı farkındamısınız...? İşte diğer tarafta cennet bu şekilde, yani kendi gönlümüzden oluşuyor ve bu dışsallıkta otomatik şekil buluyor.. "Orada gönlünüzün arzuladığı her şey var ve siz orada süresiz kalacaksınız" Zuhruf -43- Kimse sakın! sakın! diğer tarafta beleşten hazıra konacağı birşey beklemesin.. Cehenneme gelince.. Böyle bir alemin oluşmadığı alan otomatikman zaten cehennemdir.. Haksızlıkların ve ağır vicdan azaplarının dahada karalttığı dip alemleri saymıyorum bile.. "ALLAH onlara zulmetmiyordu, fakat onlar kendilerine yazık ediyorlardı"                                                                     Al'i İmran -11- @kahveIikitap
··1 alıntı·
1.315 görüntüleme
❃Kübra❃ okurunun profil resmi
Emeğinize ,yüreğinize sağlık 👏 Çok güzel anlatmışsınız .
Kitap ve Kahve Kokusu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
M u k a d d e s okurunun profil resmi
Önce yüreğinize sonrada kaleminize sağlık, sizin bizlere kattiklariniz çok değerli. Sağolun bizlerle paylaştığınız için
Kitap ve Kahve Kokusu okurunun profil resmi
Allah razı olsun, teşekkür ederim
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.