Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Brani Tawo, devrimci arkadaşlarını mücadele kaybetmiş, kendisi de öldü diye bırakılmış Haymana Ovasındaki köyünden "gönülsüz mecburiyetle" gittiği İngiltere'de yaşamını sürdüren biri.
Mehmed Uzun
Mehmed Uzun
'un dediği gibi "İnsan köklerini yabancı bir toprağa salamaz." Çünkü insanı yabancı bir toprağa sürgün ettiğinizde köklerinden koparmanız gerekir. Kökleri, yani çocukluğu, anıları, ailesi, ilk aşkı, ilk öğretmeni insanı insan yapan her şey oradadır. Yabancı toprakta yeniden kök salması belki bir ihtimal ama çiçek açması imkansızdır. Bu gönülsüz mecburiyetin kıyısında savrulurken köyündeki anıları, acıları da yanında en sevdiği kitabını taşır gibi taşıyor. Aynı nenesi Kewê gibi. Kewê daha genç yaşında ailesini birer birer kaybettiğinde her cenazenin ardından bahçesindeki elma ağacına bir çaput bağlıyor. Bağladığı her çaput içindeki acıyı bir nesneye yansıtmasıydı ve onu bağlayınca ondan uzaklaşacakmış gibi hissediyordu belki de. Kewê en son kızını da kaybedince o yas ağacının elmasından bir tohum alıyor ve o köyü terkediyor. Gittiği yere o tohumu ekiyor belki yeşeren tohum gittiği yerde çiçekler açar diye. En etkilendiğim karakter Kewê oldu kitapta. Brani Tawo'nun köyü ve Cambridge arasındaki en kuvvetli bağı çocukluğu tabi. Orada tanıştığı İranlı Feruzeh ile acılarını ve günahlarını temize çekiyor. Her görüşmelerinde bir masal anlatıcı hâline geliyor. Masumlardan ve diğerlerinden söz ediyorlar. Günahlardan ve masumiyetlerden. Ama masumiyet bir günahsızlık hâli değildir ki. Kim günahsız? Masumiyet günahlarını kusurlarını kabul etme hâlidir bence.
Masumlar
MasumlarBurhan Sönmez · İletişim Yayınevi · 2011621 okunma
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.