Aynı ay içinde ikinci Barnes okumam oldu. İlk okuduğum kitabı 'Bir Son Duygusu' ile yazarı ne kadar sevdiysem artık... Öncelikle kitap kapağının arkasındaki bir soruyu buraya yazıyorum: Acaba Kültür ve Uygarlık kavramlarının yaratıcısı olmakla övünen insanlık, cinsellik denen o gizemli alan söz konusu olduğunda Kültür'ü tümüyle bir yana bırakıp her seferinde içgüdülerinin karanlık mağarasına mı dönmektedir? Açıkçası okumaya ilk başladığımda Bir Son Duygusu kadar bir etkilenme yaşamadım. O kitapta birçok cümleyi tekrar okuyup düşündüğümü, analiz ettiğimi hatırlıyorum. Bu kitapta cümleler bakımından onu pek yaşayamadım. Ama kitabın yarısından sonra konu ilgi çekici olmaya başladı. Hele sonu benim için tam bir şok etkisiydi. Kitap genel olarak kıskançlık konusunu ele alıyor. Ama bu şimdiki zaman kıskançlığı değil; karakterimiz Graham'ın karısı Ann'in ondan önceki hayatını irdeleyip kıskanmasını anlatıyor. Graham evli ve bir çocuk babasıyken Ann ile tanışıyor ve hayatının tekdüzeliğini onunla bozuyor. İlk karısı Barbara'dan ayrılarak Ann ile evleniyor. Eskiden filmlerde oynayan Ann ona ve hayatına ne kadar iyi gelse de Graham'ın mutluluğu Ann'in bir filmini izlemesiyle bozuluyor; hissettiği kıskançlık bir saplantıya dönmeye başlıyor.

Benimle Tanışmadan ÖnceJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 2002165 okunma

·

209 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.