Esrarengiz bir şekilde tarih sahnesinden silinen Hititler hakkında araştırma yapmak için İngiltere'den Türkiye'ye gelen Arkeolog Lisa ile rehber Cuma bir karavan kiralayıp Anadolu'yu gezmeye başlarlar. Lisa'dan ilk gördüğü andan ihtibaren etkilenen Cuma,yolculuk boyunca ona karşı derin duygular beslemeye başlar ve bu duyguları karşılıksız da degildir.Lisa ve Cuma'yla çıkılan bu güzel yolculuktan bizde payımızı alıyoruz.Nemrut Dagı'nın zirvesinde gün doğumun izliyor,gecenin bir vakti asırlardır sönmeyen ateş Yanartaş'ı görüyor,Konya ovası yakınlarında yakalandıkları yağmurda çıplak ayaklarla yürüyen biz oluyoruz.Ve daha bir çok tarihi güzelliğe ortak ediyor yazar bizi. Cuma artık aşkı ve mutluluğu bulduğuna inanmışken Lisa'nın talihsiz ölümüyle birlikte tüm hayatı altüst oluyor... Kitabın ikinci bölümünde yazar bizi Zana ile tanıştırıyor.Kadının,hayvanın kısacası canın değer görmediği aşağılandığı, sevginin ve merhametin hiç olmadığı köyünden kaçıp kendine yeni bir hayat kuran ancak geçmişin ağır yüklerinden kurtulamayan Zana'nın yolu Lisa'nın ölümünü bir türlü kabullemeyen ve acı çeken Cuma ile kesişiyor.Geçmişin izlerini taşıyan bu iki yaralı insan birbirlerine ilaç,umut olabilecekler mi ? Kitabın ilk yarısını keyifle,ikinci yarısını merak,hayret ve üzüntüyle okudum.

Zirvelerin ÖtesindeSelami Çınarcı · Klaros Yayınları · 2022119 okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Reyhan