Kitabın konusu ileride öğretmen olan Feride Hanım'ın Anadolu'da geçirdiği güzel ve bir o kadar hüzün dolu anılarla ilerliyor. Başlarda başkahraman Kamran Bey ile olan aşkı anlatılsa da öyle derin bir betimleme ile ilerletilmemiş. Daha sade, daha açık ve daha naif bir şekilde ele alınmış. Kitabın uslübüna gelince saf Türkçe ile yazılmış diyebiliriz, akıcı ve sürükleyici, belki bir kaç kelime yabancı gelebilir ama aşina olduğumuz ve bir yerden duyduğumuz kelimelerden ibaret. Mamafih, bedbaht gibi. Kitap o kadar bizden ki tek seferde okumalık. Ancak kitabın sonunun mutlu bitmesi beni sinir etmedi değil. Her ne kadar önceden sonunu bilsemde Feride'nin boyun eğmemesi, kendi hayatına bakması gerekirdi diye düşünüyorum. Kamran gibi bir karakterin sevgisi kitabın başlarında ne kadar naif görünse de ilerleyen sayfalarda anlaşılıyor. Keyifli okumalar!