Yılmaz Güney'in 1970 yapımı "Umut" filmini getirdi aklıma. Filmde, atının araba çarpması sonucu ölmesi ve geçimini bu ata bağlamış olan meçhul bir definenin peşinden koşan faytoncunun öyküsü anlatılmaktadır. Türk sinemasının ilk gerçekçi filmi olan Umut, ülkede o tarihe kadar çekilen en iyi film olarak kabul edilir. (Wikipedia bilgisi) Steinbeck'in Salinas Vadisi gibi, Çukurova'da Yaşar Kemal'indir. Traktörlerin tarlalara girmesiyle başgösteren işsizliği, Çukurova'nın sıcağını, sineğini, sıtmasını, dağlarını, ovalarını, köylerini gezdirir bize. Ve Höyükteki nar ağacı. Kitap ilerledikçe Yılmaz Güney'in filmdeki çaresizliği geldi gözümün önüne. Hösük, Aşık Ali, Memet, Yusuf ve Küçük Memet ile güzel bir yolculuktu. Spoiler ve ekşi sözlük keziban isimli kullanıcıdan alıntı ile bitirelim incelemeyi; "romanın sonuna doğru çocuk, hösük'ün babasından kalma fildişi saplı, işlemeli çerkes hançerini alarak kaçar gider, imi timi bellisiz olur. o çocuğun adı memet'tir, keklikoğlu'nun çobanı. sonradan adı "ince memed" olacak çocuktur o. gerisi efsanedir artık."

Hüyükteki Nar AğacıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20184,657 okunma

·

78 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kaan Yılmaz