Serinin ikinci kitabı Lisbeth'in yurtdışında normal yaşamı ile başlayıp sonra İsveç'te döndüğünde eski günlerinden düşmanlarla karşılaşması ile devam ediyor. Bu düşmanlar tanıdığı ve tanımadığı, bazıları da şaşırtıcı derecede yakın insanlardan oluşuyor. Lisbeth birden kendini 3 kişinin katil zanlısı olarak buluyor. Ve kaçmıyor yalnızca evinde saklanıyor. Bu sebeple değer verdiği bazı insanların canı yanıyor, o buna sinirleniyor elbette.
Serinin bu kitabında bence en etkileyici karakter boksör Paolo Roberto. Kendisi cesur ve samimi birisi. Lisbeth'in arkadaşları toplanmaya başlıyor. Bu tabir çok ilginç gelse de yavaş yavaş bir ekip oluşmaya başlıyor. Olaylar da yavaşça çözülmeye başlıyor ama henüz açığa çıkmayan çok olay var. En gizemli olansa, sarışın dev ve Zala.
Yine çok akıcıydı. Merak duygusunu sürdürüyor.