"Allah var, korkma" demek, aslında "hayat var, toplum var, tabiat var, toprak, su, hava, ateş, rızık ve rızık kaynakları var, kardeşlerim var, bunlar daha büyük, kalıcı, sıcak, güvenmeye ve dayanmaya daha layık..." demektir. İşte böyle bir toplumda (cemaat/ comun) yaşayan için korku (havf) yoktur, kaygı (huzn) da olmayacaktır. Korku ve kaygı dolu zihin, bunlara inanmayan zihindir. Çünkü paradan başka kimseye güvenmemekte, olmayınca fakir kalmaktan, olunca fakir düşmekten ödü kopmaktadır. Her daim korkarak yaşamaktadır. Korkularının esiri olmuş, kaygıları onu teslim almıştır. Üç kadim korkunun (ekonomik, politik, ontolojik) pençesinde kıvranan insanoğlu... Bu korkular sebebiyle sömürücü sistemlere, despotik idarelere
teslim olan ve hiççiliğin çukurunda debelenen insanoğlu... Şimdi böyle bir insan özgür müdür? Neydi özgürlük? Korkularını fethetmek, kaygılarından kurtulmak... Korkunun üremediği, kaygının türemediği bir dünya kurmak. ..