Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

479 syf.
·
Puan vermedi
#Spoiler Ben Salih. Cephede sağ kolunu bırakıp gelen hani. Oğlunun yarı yüzünü kaplayan şarapnel yarasını görünce, aklından olan deli Fadik'in oğlu Salih. Vatan için oradan oraya koşmuş, yarım aklıyla her şeyin farkında olan... Zamanında silahını kendi eliyle, düşman bilinene uzatıp "Ya beni vur ya da gel mücadelemize katıl ağam." diyen Salih. Herkesin Çolak Salih bilip de gönlünün güzelliğini çok sonraları anladıkları Akşehirli Salih. Bizim Akşehir'de vaktiyle bir hoca vardı. Yaşı daha yirmisine değmemiş. Genç olmaya gençti ya, lisanı düzgün pek bilgiliydi. Bir konuştu muydu herkesi tesir altına alırdı. İnsanın hitabeti iyiyse halkı nasıl da etkiliyor, dilediğince nasıl da eğip büküyordu. İstanbullu Hoca'dan anladım bunu. Hoş, yanlış şeyler de demezdi ya... Akşehir'in halkı cahil. Nereden bilir ne doğru, neyin neresidir yanlış? Kim ne derse, akılları erdiğince o tarafa savrulurlar. Hele ki savaş halinde. İnsan ne bilsin akla karayı? Amma vatan millet dedin miydi cahil dediğin kişi, veli bildiğinden de veli olur. Ahalinin hâli de budur işte. Bizim Hoca bilgisiyle, vatanseverliğiyle kendini sevdirdi herkese. Bazı bazı Kuvvâcılarla fikirleri ters düştüğü de oldu. İş fikir ayrılığına geldi mi millet de bölünürdü elbet. Özünde hepsi, vatan düşmandan temizlensin diye uğraşır, aynı davaya ter dökerdi. Sade kulağı başka taraftan tutarlardı işte. Bir zamanlar geldi de Hoca için vur emri çıktı. Hoca ortalardan kayboldu. Ahali de onu, can tatlı geldi, kaçıp gitti diye bildi. İşin aslını esasını anlamadan nasıl da tez hüküm verir bu insanlar... Çok zaman geçti. Zaman geçerdi de olduğu gibi kalan var mıydı şu alemde? Ben ki cepheye giderken Akşehirli Hafız'ın oğlu Salih idim. Geri geldiğimde Çolak Salih oluverdim. Çok şey değişti. Hoca da değişti elbet. Hain bildikleri Hoca ne imiş, neler yaşamış da değişmiş bütün? Giderken geride bıraktıklarını aynıca bulmuş mu ki? Bir bülbül vardı. İlle de vatanım der dururdu. Bizim Hoca da vatan deyip durdu, düştü vaktiyle yollara. Geri geldi ya, gelmek mi denirdi buna? Neler kazanmış, neler kaybetmiş, neleri değiştirmişti?.. # "Dürüstlüğün, haklılığın, doğruluğun yükünü taşımak ne kadar da zordu ya Rabbi!.."(s.469)
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,8bin okunma
··
286 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.