Acı Çikolata yı okurken, bir duygudan ötekine atladığım çok oldu. Ah Tita! Otoriter bir annenin hüküm sürdüğü evde, en ağır nasibi o aldı ve bütün öfkesini hep içinde yaşamayı tercih etti. Yazarın kurduğu bir gelenekten (belki bir kültürde gerçekliği vardır) yarı fantastik bir evren kurması, bana
Yüzyıllık Yalnızlık kitabını anımsattı. Aradaki fark ise bu fantastik kısımların Tita'nın duygularına bağlı ve iç dünyasından meydana çıkmasıdır. Her bölümün başında tarifler verilmektedir ve bölüm hikayesi geliştikçe tariflerin anlatımı araya bir un gibi serpiştirilir. Bu anlatım tekniğini oldukça beğendim, çünkü hikayeyi okuyanlar için de bir yemek hazırlama hissi veriyor. Öte yandan, Elena Anne gibi bir karaktere pek çok kez lanetler okunabilir. Karakterin sırf bir gelenekten ötürü, bir kızına bu şekilde davranması ve sevdiği adamı en yakınına iliştirmesi, maalesef ki herkesin sinir seviyelerini oldukça zorluyor! Nihayetinde
Acı Çikolata en sevdiğim romanların arasında yerini aldı ve "keşke hiç bitmeseydi" dediğim bir noktada yerini koruyor. Elinizden bırakmak istemeyeceğinize adım kadar eminim! Keyifli okumalar dilerim.
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,298 okunma
·
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.