İnceleme tarihi itibariyle (10.03.2023) en çok beğendiğim Stephen King romanı olduğunu söyleyebilirim. King'in yazmış olduğu kitapları genellikle beğenirim ama sanırım bu kitap konusundan dolayı beni daha çok içine çekti. Çok fazla spoiler vermeden konusundan bahsedecek olursam Rose, polis kocasından şiddet ve akla gelmeyecek her türlü işkenceyi gören bir kadın ve kocası tarafından öyle bir sindirilmiş ki uyanıp bu kabustan kaçması 14 senesini alıyor. Uzak tutulduğu gerçek hayata atılmak, 14 sene adeta bir kafeste kaldığını düşünürsek onun için oldukça zor. ("Ama bir dakika daha orada durdu. Tıpkı çok uzun süre bir kafeste kapalı kalan ve ona özgürlüğü bağışlandığı zaman buna inanamayan bir hayvan gibi.") Gerçek hayat onun hiç bilmediği bir yer ama bildiği bir şey var o da artık bu kabusa katlanamayacağı. Kaçıyor, o peşinden gelmeyecek, onu bulmayacakmış gibi kaçıyor. Kendisi gibi olanları buluyor, onlara sığınıyor, onlarla ağlıyor. O kadar kötü şey yaşamış ki bazılarını onlarla, kendisi gibi olanlarla bile paylaşamıyor. Yeni bir hayata başlamaya çalışıyor. Korkularına, yaşadıklarına, vücudundaki ağrılara, çürüklere rağmen yeniden deniyor. Hayatı yeniden yaşamayı öğreniyor, kendini keşfediyor. Hayatın aslında manyak bir kocası olmasaydı ne kadar güzel olabildiğinin farkına varıyor. Ama o takıntılı psikopattan kurtulmak maalesef öyle kolay değil. Yine hayatına sızmaya çalışıyor ve kitabın en can alıcı kısımları buradan sonra başlıyor. Okuyacaklarınız dehşet uyandıracak cinsten. Gerilimin yanında Stephen King romanlarında yer alan doğaüstü kurgu bu kitabında da mevcut. Rose'nın yaşamış olduklarını okumak benim için oldukça zordu. Okumamın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne denk gelmesi de benim için çarpıcı olan diğer bir noktaydı. Bunları yaşamış ve hala yaşayan kadınları düşündükçe öfkelenmekten kendimi alamıyorum. Gözlerimizi kapatsak da onları görmezden gelsek de bu kadınlar ve onlara bunları yaşatan psikopatlar var ve her toplum bunlara kesin çözümler bulmadıkça olmaya da devam edecek. Kitap da beni etkileyen kısımlardan biri Rose'nın yaşadıklarını üzüntüyle arkadaşlarıyla paylaşması sırasında bir arkadaşının 'Üzülme Rose, onu sen yaratmadın." demesiydi. Böyle bir durumda bile çoğu zaman kadını suçlayan bir kesimle karşılaştığımız için bu yaklaşım beni çok etkiledi. Salt bir gerilim romanı değildi. İçinde çok çarpıcı mesajların olduğu bir kitaptı, doğasütü kurgusu sizin tarzınız olmayabilir belki ama bu kitaba bir şans verin.

Çılgınlığın ÖtesiStephen King · Altın Kitaplar · 2018852 okunma

·

212 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özge