Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

376 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Büyük Devlet Osmanlı'nın kurucusu "OSMANCIK"
Merhaba sayın okurlar! Kitap incelememe kitap bitmeden başlamak istedim. Kitapta ilerledikçe incelememi yazmaya devam edeceğim. Ve sizlerle paylaşacağım. Sizlere incelememde kitapla alakalı küçük bilgiler ve kendimce kitapla ilgili birtakım görüşler yazmaya çalıştım. Şimdiden keyifle okumanızı umut ediyorum. Diğer incelemelerimde olduğu gibi bu incelememde de okuduğum kitabın yazarı hakkında kısa bilgiler vereceğim. Tarık Buğra, Türk gazeteci ve roman, hikâye, oyun ve fıkra yazarıdır. Tarık Buğra doğup büyüdüğü yer olan Akşehir'i eserlerinde genellikle mekân olarak tercih etmiştir. Yazar olmaya onuncu sınıfta karar veren Tarık, Nazım müstear ismiyle hikâye ve şiirler yazmaya başlamış ayrıca ilk piyeslerini ve ilk romanını askerliği sırasında yazmıştır. İlk eseri olan Akümülatörlü Radyo başlıklı piyesi, Şehir Tiyatroları tarafından reddedilince eserini "Yalnızlar" başlığıyla roman hâline getirilmiştir. 1948'de yazdığı Oğlumuz başlıklı hikâyesi Cumhuriyet gazetesinin açtığı yarışmada ikincilik ödülüne layık görüldü. Bu ödül ona edebiyat ve basın dünyasının kapılarını araladı. 1949'da ilk kitabı olan ve içinde 13 öykü bulunan Oğlumuz'u yayımladı. Çınaraltı dergisini çıkaran Yusuf Ziya Ortaç, kendisine dergiye katılmasını, Sanat Hareketleri başlıklı sütunda her hafta bir öykü yazmasını önerdi. Dergiye gönderdiği ilk hikâye, “Havuçlu Pilav Meselesi” başlıklı hikâyesi oldu. 1991'de devlet sanatçısı unvanı almıştır. Gelelim kitap incelememe: Tarihin en uzun ömürlü, en büyük devletini kuran irade, şuur ve karakterin Tarık Buğra'nın yorumluyla romanlaştırılmasıdır. " Ben, yola, bir görüşü veya yorumu savunmak veya aşılamak için çıkmadım. Bunu hiçbir romanımda yapmadım. Sadece konuyu anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Anladığım gibi anlatmaya çalıştım." diyen Tarık Buğra Osmancık'ı da aynı anlayışla yazdığını söylüyor. Kısaca özetlemek gerekirse: "Ölüm döşeğindeki Osman Gazi ile başlayan roman devamında onun çocukluğunu, gençlik yıllarını, biriktirdiği hatıralarını, aşkını, yaşanmışlığını anlatır. Romanın son bölümlerinde, artık iyice yaşlanmış olan Osman Gazi, beyliği oğlu Orhan’a bırakır. Babasının ve hayatını kaybeden Şeyh Ede Balı’nın tavsiyeleriyle hareket eden Orhan, babasının artık katılamadığı savaşlarla yeni topraklar kazanmayı sürdürür. Uzun süre hasta yatan Osman Gazi, Bizans’ın İstanbul’dan sonra en önemli şehri konumundaki Bursa’nın fethedildiği haberini alınca büyük bir huzur duyar ve buraya gömülmeyi vasiyet ederek hayatını kaybeder." Uzun lafın kısası, Söğütten başlayan bu uzun yol Bursa'nın fethine kadar devam ediyor. Bu uzun yolda Osmancık'a ben de eşlik ettim. Bazen duygulandım, bazen onunla sevindim, onunla gururlandım, onunla kızdım... Kitabı sanki karakterlerden biriymişim gibi hissederek okudum. Osmancığın nasıl Osman Beğ olduğunu daha sonra da nasıl Osman Gazi olduğunu sade anlaşılır bir şekilde kademe kademe anlatan bir kitap. Romanımız geriye dönüş tekniği kullanılarak yazılmış. Tam tarih kitabı denemez belki ama gerek anlatılış tarzıyla, gerek betimlemeleriyle, sıkılmadan büyük bir zevkle okunabilecek ve geçmişe dönüp, o zamanı daha iyi anlamamızı sağlayacak bir roman diyebilirim. İncelememi kitaptan aldığım bir kaç alıntı ile noktalamak istiyorum; "Dünya'yı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz, oğul. Hızımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor, sonra da Dünya'yı çok büyük görüyoruz." (Sayfa:11) "Yüreksizliğinden değildir bu gidemeyişi... Kendini hazır hissedemeyişindendir."(Sayfa:22) "Gönülden istek olunca ıraklar yakındır." "Yolları bitmez gösteren isteksizliktir." (Sayfa:60) "Kara günde de gülümsüyordu; ama bambaşka idi..." (Sayfa:190) Umarım bol kitaplı, bol kahkahalı, çok mutlu bir hayatımız olur. Keyifli okumalar... Sağlıcakla kalın.
Osmancık
OsmancıkTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 201815,9bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
974 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.