Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
Tuğba Coşkuner tarafından yazılan bu kitap, çocukları çiçeklere benzetiyor. Eğer çocuklara yeterli ve gerekli şekilde davranırsak çeşit çeşit çiçeklerle dolu bir bahçeye; aksi halde geniş alanlara yayılmış çiçek mezarlıkları ile kaplı bir dünyada yaşayacağımızı anlatıyor tüm kitap. Kitabı, sunum şekli itibarıyla yaratıcı bulduğumu belirtmek isterim. Bitkileri ve özelliklerini tanıyıp bilmek, çocukları tanımak ve her ikisini birbirine benzetip bir metin ortaya koymak, bir yetenektir fikrimce. Bilgiyi işleme ve ifade etme yeteneği. Bu sebeple kitap, yazarla aynı meslek grubunda olmamın da etkisi ile, başucu kitaplarımdandır. Kitapta verdiği uygulama örnekleri ise her durum ve şarta uyarlanabilecek cinsten. Bu da kitabı benim için önemli kılan bir diğer neden. Yazar, sayfa 16'da "eğitimin sadece öğretmenin işi değil, toplumun tamamının görevi olduğunu" ifade ediyor. Bu, benim de desteklediğim bir ifade. Kolektif toplumlarda eğitim, tüm toplum tarafından sırtlanılmaktaydı. Hatta eğitim, bir kuruma bağlı olan dönemlik bir süreç değil; tüm zamanları kapsayan, hayat boyu devam eden bir süreçti. Günümüzde "hayat boyu eğitim" çalışmaları ile de o günlere dönülmeye çalışıldığını düşünsem de, bir o kadar da toplumsal yapının bu duruma uygun olmadığını düşünmekteyim. Fakat bu, geniş çerçevede tartışılması gereken bir konu. Bu sebepten, geçiyorum. Sözüm ona günümüz toplumlarının bireyselci bakışı, eğitimde "aman benim çocuğum değil, beni ilgilendirmez" moduna girmemize sebep olmadı mı sizce de? Oysa ki bu çocuklar, yarın tüm toplumun yetişkinleri olmayacaklar mı? Hümanizm sonrası yaşanan süreç, bireyselciliği ön plana çıkardı ve sonuç olarak eğitim dört duvar arasına hapsedildi. Buna da eğitim denirse... Oysa ki bir Afrika atasözü der ki "bir çocuğu bir köy büyütür". Şimdilerde biz büyükanne-büyükbabaya bile güvenemeyecek bir hale geldik sanırım. Bunun sebebi kısmen kuşak çatışması olsa da, çoğunlukla bireyselleşme. Fakat bu da çağın getirisi. Bu sebeple oldukça köklü ve geniş çerçevede ele alınması gereken bir konu. Yine de bireysel anlamda bu gerçeğin farkında olmak, "insan" ile iş yapan herkesin işlerini biraz da olsa kolaylaştıracaktır. Yazar, sayfa 18'de ve kitabın farklı yerlerinde eğitimi, daha doğrusu okul sistemini eleştirdiği ifadeler kullanmış. Bu konuda ayrı bir yazı yazmak istiyorum. Fakat yazarın bahsettiği J. Taylor Gatto tarafından kaleme alınan "Eğitim Bir Kitle İmha Silahı" ve Ben Hewitt'in "Okulsuz Büyümek" kitabının yanında, konuya dair bir kaç kitap ve film tavsiyesi yazmak istiyorum, ilgilenenler için. Terabithia Köprüsü (2007), okul dışı eğitimin ve yaparak yaşayarak öğrenmenin imkanlarını bize anlatan bir film, fikrimce. Ivan Illich tarafından kaleme alınan " Okulsuz Toplum" da konuya dair önemli bir kitap. Yine Zygmunt Bauman'ın "Eğitim Üzerine" kitabında da okulun amaçlarından bahseden bazı kesimler bulunmakta. İlgililere duyurulur. Kitabın pek çok yerinde merak, düşünme, deneyimleme gibi kavramlara değinilmiş. Çünkü çocuk, bu kavramlarla yoğrulmuş bir canlı. Bunu unutmamak, hem eğitim alanında çalışanlar için hem de ebeveyn ve ebeveyn adayları için önemli bir husus. Tabi bireysel farklılıkların her daim göz önünde tutulması da kitabın ana konularından. Bu sebeple, pedagoji ve psikoloji bilmek, insan ile doğru iletişim kurmak için önemli iki bilim olarak görülmekte benim dünyamda. Tüm bunlarla birlikte oyunun çocuklar için önemine de değinmiş yazar. Oyunun önemini anlamak için, çocuk psikolojisinin bilinmesi önemli. Bilim dünyasında, cocukların olay veya bilgiyi içselleştirmesinin oyun ile olduğu üzerine pek çok araştırma bulunmaktadır. Bence bu, yetişkinlerin de yaptığı bir şey. Olmayan şeylerin olduğuna dair rol kesmek de bir oyun değil mi? Ahh, bu konu üzerinde uzun uzun konuşulmalı. Donald W. Winnicott'ın "Oyun ve Gerçeklik" eseri, çocuklarda oyunun önemini anlamak için değerli bir kitap. Yine Melanie Klein'in bu alanda yaptığı çalışmaları da kıymetli. Bu konuya dair yeterli Türkçe kaynak var mı bilmiyorum, lisansüstü eğitim sırasında aldığım derslerde edindiğim birtakım bilgilerim var yalnızca. Ama yine de araştırılmaya değer olduğunu burada belirtmek isterim. Kitap, eğitim alanında olduğundan, hakkında söylenecek söz bitmez. Eğitimci, ebeveyn veya herhangi bir yol ile en az bir çocukla muhatap olma ihtimali olan abla, abi, dayı, teyze, amca, hala, komşu, akraba, kısacası herkesin okumasını tavsiye ederim. Herkesin edinebileceği en az bir bilgi, en az bir davranış örneği mevcut kitapta. Bu gözle baktığımızda, elimiz boş döneceğimiz hiç bir yer olduğunu sanmıyorum. Kolay gelsin.
Çocuklar ve Çiçek Mezarlıkları
Çocuklar ve Çiçek MezarlıklarıTuğba Coşkuner · Cezve Kitap Yayınları · 20191,537 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.