En büyük Rus yazarlarından birisi olarak kabul edilen Dostoyevski'nin 1868 yılında yayımladığı bu romanı sadece kendi döneminde değil aynı zamanda günümüzde bile hala tartışılan bir eserdir. Kitap detaylarından hoşlanmıyorum güzel insanlar şevkinizi kaçırmadan her zaman söylediğim gibi merakınızı okşayarak az birazcık iki kelam edip gideceğim. Tertemiz kalbinizle iki yüzlü insanların arasına düştüğünüzü hayal edin ne yapardınız? Budalalık mı? Dostoyevski’nin Budala romanı benceee şimdiye kadar okduğum (suç ve ceza gibi) en etkileyici kitabıdır, aynı zamanda eser benim için zor bir eserdi. Derin konular işleniyor bu eserde, Dosto yine derin psikolojiler ele almış, karakterleri öyle yansıtıyor ki kitapta okuyucuya psikolojik analizini yaparcasına sunuyor gözlerimizin önüne . Tasvirler, betimlemeler adeta okuyucuyla sohbet ediyor niteliğindeydi dolayısıyla eserin içinde kaybolup gidiyorsunuz. Baş karakterimiz canımın caanı iki gözüm prens mişkini tanımak için kitapta geçen şu cümle yeterlidir: “Ansızın derin bir psikolojik gözlem gücüyle ok gibi giriyorsunuz insanın ruhuna “ e daha ne diyeyim. Kitapta beni en çok etkileyen kısım ise idam cezasına çarptırılan mahkumun idam edilmeden bir kaç dakika önceki ruh halini, o an aklından geçenleri öyle yazmış ki Dosto etkilenmemek elde değildi.( tenim diken diken oldu desem yeridir o an kendimi orada gördüm). Lay lay okuyup bitirdim tamam diyemeyeceksiniz bu eser için,sindire sindire okumakta fayda var. Pek iki kelamcık olmadı saankiiim ama detay vermediğimi düşünüyorum idare edinin:)) iyi okumalarınız olsundu

BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225,3bin okunma

··

484 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehtap