Bahar Eriş'i çocuk gelişimi ile yazdığı kitaplarla tanıdım. Daha çok gelişim kitapları yazan Eriş'in bu ilk romanı. Roman demekten ziyade sanki bir sohbet havasında yazılmış, gerek insanın kendiyle gerekse karşısındakiyle samimi bir sohbet ederken, o sohbetin yazıya dökülmüş bir hali olmuş diyebilirim.
Yaklaşık 2 günde bitirdiğim bu kitabın derinliği açısından yorum yapamam ama anlattığı konu bakımından çok etkileyici. Hayatın içinden oldukça komik ama bir o kadar bilge kişilerle sohbet ederken buluyorsunuz kendinizi. Zeynep'in bakış açısından yazılıyor her şey hatta hissettiriliyor bize...
Zeynep bu hayata meydan okuyan, aşklarıyla, acılarıyla, toplumsal hayatın tam ortasında bulunan aykırı fikirleriyle bir çok şeye şahit oluyor. Kendi hayallerinin peşinden giderken, peşin fikirli olduğu hayatta ve hayatın akışında maalesef kontrol edemediği şeyler yaşamak zorunda kalıyor. Kendi planlarını yaparken hayatın da planları olduğunu unutuyor. Sürüden ayrılan Zeynep sonunda sürüye dahil mi oluyor yoksa farkındalığını artırıp o sürünün varlığını kabul edip ona göre mi yaşamayı seçiyor bunlar okuyucunun kendine kalmış. Bana sorarsanız; sonu iyi mi kötü mü bitiyor, göreceli. Ama her durumda hüzünlü olduğu kesin.
Güzel bir haftasonu geçirmek için güzel bir kitap tercihi olabilir. Tavsiyedir.