O kadar çok dert yanardı ki yalnızlıktan, akşam oldu mu evinde iki söz edecek
bir insan bulamamaktan, șimdi durup dururken pek de bir bilgimiz olmayan eski günlerini açmak, hatırlatmak yerinde olmazdı. Kış günleri işinden evine dönünce sobasını nasıl yaktığını bir anlatması vardı ki ne vakit bu konuya dönse, sık sık anlatmak isteğini duyduğu, hiç sevmediği, kendisine pek zor gelen bu işten söz açsa ben yine de asıl şikâyetin ne tutuşturamadığı odunlardan, ne bütün odayı kaplayan isten, dumandan,
ne de öteye beriye dökülüp saçılan küllerden olmadığını anlardım. Bana göre onun asıl şikâyeti, dert yanması bütün bu kire, pasağa, zahmetlere uğrunda katlandığı bir insan olmamasındandı.