Selam arkadaşlar Size biraz duygu yüklü bir kitapla geldim... Ama başlamadan bi şey söylemek istiyorum;ben kitaplara,romanlara,şiir, ansiklopedilere... kısaca insanın elinden gelen ruhunu geçirdiği duygularını yazdığı eserlere saygı duyarım ve çokta severim onları.Yıpranması mesela ne kadar okunduğu vs gibi şeyler gösterse de ben hep pürüzsüz olsun tertemiz gözüksün isterim sanki canı var ve incitiyomuşum gibi hissederim zira...Ve bu eselerin yaratıcıları sevgili yazarlarımız onların hatrı çok daha ayrı..Yoktan var ediyolar(şirk için demiyorum yanlış anlamayın sonuçta olmayanı Yaradanın hikmetiyle hayal dünyasıyla birleştirerek yazıyorlar)Ama tek sevmediğim bir şey var.Bazı şeylerin apaçık yazılması,+18 durumların çok kullanılması(saygım var ama sevmiyorum işte) cinselliğin çok içermesi ve argo/küfür ibarelerinden nefret ediyorum... Bunları belirtmeden geçemeyeceğim..Çünkü severek okuduğum bu kitapta da kusura bakmasın yazarımız küfür ibareleri vardı ve pek sevmedim oraları.. Onun haricinde severek okuduğum hatta altını çizdiğim bir çok yer var.. Kaleminizin mürekkebi bitmesin sevgili yazarım Asıl kitaba gelecek olursak; Anne babamızdan bize miras sadece mal varlık değil ya da fiziksel özellikler değil..Onlardan bize çok şey kalıyor bunu ilk metafizik incelemeleri yaparken öğrenmiştim.Annenin hamilelikten bizleri yetiştirmesine kadar her şeyi bize aktardığı biliniyor.Bu duygusal bi durum.. Ve baş karakterimiz Ada bundan nasibi almıştır.. Annesi daha 15 yaşında ailesinin akli dengesinden hoşnut olmadığı ve kardeşlerine zararı olur diye evlendiriyor ve her şey böyle başlıyor.. Doğmadan önceyi tabiki bilmiyor Ada ama 4 yaşlarından itibaren şahit olduğu her şey öncesini de anlatıyor aslında ve annesinin yaşayamadığı her şey onun omuzlarına biniyor.Evet günümüz bi çok kişinin şikayet ettiği ama farkında olmadan yaptığı şeyi o da yaşıyor ANNE BABANIN YAŞAYAMADIKLARINI YAŞAMAK..Hani şu"ben alamadım o alsın,o okusun,o şöyle yapsın, böyle gitsin.."olayları var ya..Ada önceleri çok farkına varmasa da omuzlarında koca yükler ruhuna işleyen annesiyle yaşamına devam edeceğini düşünüyor. Ama tüm bu olanlardan kaçmak için baba evinden resmen kaçacasına Eskişehir'den Antalya'ya gidiyor ve orada hayatının aşkını bulduğunu sanıyor.Taa ki onu bırakana dek.O gidince herkes uzaklaşmış onu seven herkes bi an sanki elini bırakmış gibi hissediyor Ada ve her şeyin başladığı o eve baba evine dönüyor.. Tabi ki burda diğer karakterimiz TOPRAK geliyor satırlara..TOPRAK her şeye sıfırdan başlayıp yüksek mevkilere gelen iş insanı haline gelen evli bi bireyimiz.Ada eve dönerken otobandaki bi diğer duygu karmaşası yaşayan da o.Çünkü eşiyle tartışmış her şeyi önüne sermesine rağmen niye şikayet ediyor hâlâ diye düşünüyor ve sinirleniyordu..Tabi bi an kaza yaptıracağını düşündüğü Ada'yı görene kadar..Bundan sonrası karayollarına yazılan bir hikâye başlıyorAda her zorluğundan her mutluluğunda onunla olan arabası(ismi Fadıl)ile Eskişehir'e doğru ilerliyordur.Tabi biz kızlar genelde ağlayarak duygularımızı boşalttığımız için bizim Ada salya sümük rimeli akmış yüzü kara bi kıza dönmüştür.Otoyol kahramanımız Toprak bunu görünce gıcık olsa da ona acımış ve herhangi bi kazaya sebebiyet vermemek için yolculuk bitene de önünde arkasında sağında solunda ilerlemiştir.Evet bildiğini ona koruma gibi davranmış bildiğiniz iyilik yapmış,işte ona da kafa dağıtmak olmuşPeki yolculuk bitince her şey bitecek mi?Bu karayolu kahramanıyla bizim Ada normal bi şekilde tanışabilecekler mi?Ada eve döndüğünde neler yaşayacak?Toprak eşiyle daha hangi tartışmaları sürdürecek sizce???Kafada deli sorular Severek okuduğum bi kitaptı (tabi hoşuma gitmeyen bazı kısımlar oldu) ve okumanızı tavsiye ediyorum.Keyifli okumalar

Aşka Özür DiletmemDilek Görmez · İnkılap Kitapevi · 2022189 okunma

·

62 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe O.