Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Peyami Safa'dan okuduğum ikinci roman. Peyami Safa edebiyatın neredeyse her türünde eserler vermiş olmasına rağmen daha ziyade romanlarıyla tanınmıştır. Romanlarında kendi yaşamından izleride görmekteyiz. "Mahşer" yazdığı ilk romanlarından biridir. Spoiler içerir !!! Genç bir öğretmen olan nihad Çanakkale'de cephede vatanı, milleti uğruna savaşıp gazi olduktan sonra İstanbul'a dönüyor. İstanbul'a adım atana kadar ümidini korumuştu. Direkt teyzesinin evine gidecek daha sonra bir iş bulup çalışacaktı. Lakin işler hiç beklediği gibi gitmedi. Teyzesinin vefatını öğrendikten sonra sokakta kaldı. Çünkü gidecek başka kimsesi yoktu. Kısa süreliğine bir arkadaşında kalmaya başladı. Başvurduğu birçok işten de eli boş döndü. Yine bir iş bulma ümidiyle postahane karşısındaki hanlardan birine girdi. İş aradığından ve kim olduğundan kısaca bahsettikten sonra nihayet bir iş bulmuştu. Girdiği bu handa gördüğü kadının küçük çocuğuna ders verecekti. Bu evde görmemesi ve duymaması gereken birçok şeye şahit oldu. Ancak bırakıp gidemiyordu çünkü çalıştığı evin akrabası olan aynı evde yaşadıkları muazzez'e aşık olmuştu. Ama muazzez ile evlenmek isteyen biri daha vardı. Bu kişi evlerine sık sık gelen birlikte iş yaptıkları aynı zamanda da evli olan alaaddin bey'di. Birgün muazzez'i alaaddin bey ile evlendireceklerini öğrenince bir tanıdığının da teşvikiyle muazzez'i kaçırmaya karar verdi. O kadar olaydan sonra muazzez'de bunu kabul etti birlikte arkadaşının evine yerleştiler bir süreliğine. Evlenip kendilerine bir yaşam kuracaklardı öyle de yaptılar. Ancak herşey düzelmek yerine daha da kötüye gitmeye başladı. Parasızlık, geçim sıkıntısı ve yaşadıkları olumsuz birçok durum evliliklerini de etkiledi. Bu kadar olumsuzluklardan sonra kendini intiharın eşiğinde bulan nihad adeta ölümden başka birşey düşünemez hale geldi. Ne hayat, Yarabbi, ne hayat! Böyle dertte yaşamak için inat neden? Ölmeden evvel bin kere düşünülen şey: ölüm, ne sade bir hareket. Bu kadar tereddüde lüzum neden? S. 275 İntihar biçimleri tüyleri diken diken edecek cinstendi. Önce kendini iple asmayı, kömürden zehirlenmeyi yahut bir kurşunla ölmeyi düşündü. Ancak bu düşüncelerinden vazgeçmesine neden olan şey oldukça ürkütücüydü. ...hayatın cehenneminde kavrulmuş bir insana bu kolay ve sakin ölümler yakışmıyor. Istırabın henüz tadılmamış son bir raddesini hessedebilmek için daha büyük ve derin ölüşler var: kanlı şeyler. S.276 Ustura, yüksek bir binadan atlamak ya da suda boğularak ölmek... Uzaktan bir yangın gibi görünen İstanbul'a girmek için ne iştiyak. Vapurdan iskeleye kendini nasıl atmıştı! Bir anda, bütün İstanbul'u çarçabuk dolaşmak istiyormuş gibi, hızlı hızlı nasıl yürümüştü! Ah... Birisi onun kulağına bir mahşere girdiğini niçin fısıldamadı? S.296 Kesinlikle okuduğum en iyi romanlardan biriydi. Döneminin psikolojik, sosyolojik, ekonomik izlerini de taşıyor. Başkarakterimiz nihad'ın ruhsal bunalımlarını, çöküşünü, intihar düşüncelerini oldukça gerçekçi bir şekilde hissettiriyor. Okurken büyük keyif aldım. Herkesin mutlaka okumasını istediğim bir kitap.
Mahşer
MahşerPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20202,127 okunma
·
479 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.