Özlem Abut Otluoğlu
“Lütfen annem de babam da ölsün! Onları yanına alırsan bir daha yaramazlık yapmayacağıma söz veriyorum Allah Baba! İyi bir çocuk olacağım, Hümeyra ablamın her dediğini yapacağım…“
Ali dört yaşındaydı ve neredeyse her gece Tanrı’ya bu dileğini iletiyordu. Küçücük bir çocuk neden böyle bir istekte bulunabilirdi ki? Zengin ve şaşalı bir hayat yaşıyorlardı ama Ali olabildiğince mutsuzdu. Babasının annesini öldürdüğü gece ise Ali’nin doğum günüydü ve aslında en mutlu olması gereken gündü. Sosyetenin ileri gelenlerinin katıldığı doğum gününde Ali dışında herkes gülüyordu oysaki. Ve o gece dileği gerçekleşmiş, annesi ölmüş ve tabi babası da hapse girdiği için Ali tek başına kalmıştı. Ailesinden kurtulmuştu ailesinin ona yaşadttığı travmalardan kurtulabilecek miydi ki Ali?
Ela özel bir havayolu şirketinde kabin memuruydu ve başarılarından dolayı kabin amirliğine terfi etmişti. Kalbi de yüzü de bir başka güzeldi Ela’nın. Erken yaşta vefat eden babasının ardından yokluğuna zor alışsalarda annesi Perihan ile birlikte huzur içinde yaşayıp gidiyorlardı. Uzun bir uçuş sırasında VİP yolcusu olan Ünal ile tanıştığında ise hayatı bambaşka bir yöne doğru ilerlemişti Ela’nın. Ünal, Ela’dan işini bırakıp özel jetinde sadece kendisi için çalışmasını istesede Ela kesinlikle bu duruma karşı çıkmış ama yaşadığı bazı kötü durumlardan dolayı mecbur kalmıştı Ünal’ın yanında çalışmaya. Çünkü teklif edilen ücret Ela’yı zor durumundan kurtaracak kadar iyi bir teklifti. Ünal’a bunları yaptıran ise Ela’ya ilk görüşte olan saplantılı aşkıydı. Evliliğe kadar giden bu birliktelikte Ünal’ın bakımevinde kalan annesi ve yine aynı yerde yaşayan, evlat edinmeyi düşündüğü Ali vardır sıkça bahsettiği. Ama Ali’yi bir türlüde tanıştırmaz Ela ile. Mutlu giden evliliklerine düşen gölgeler ise bir süre sonra Ela için karabasana dönüşür adeta ve biz okurlar içinde tansiyonun hiç düşmediği, gerilim dolu anlar başlar. Devamı tabii ki kitabımız #saklıgerçekler de.
Soluksuz ve gözümü kırpmadan okuduğum kitabım bittiğinde yaşananlara inanamadım ve yazarımızın kalemine bir kez daha hayran kaldım. Kurgu öyle gerçek ki başlangıçta hayal ürünü diye belirtilmesinin sebebini bittiğinde anladım. Yazarımızın anlatımı,olay örgüsünün içerisinde kendimizi kaybedeceğimiz kadar gerçek çünkü. Kesinlikle TAVSİYEMdir.
Syf:351
