Gönderi

Yaygın anlatıma göre, dini kuramlara ters düşen, dünyanın yuvarlak olduğu teorisine inanıyordu ve bunu kanıtlamayı başarmıştı; bu arada, geride bıraktığı inançsız ahmaklar, onun dünyanın ucundan düşece­ğine inanıyordu. Bunu söylediğim için üzgünüm, ama bu versiyon tamamen saçmalık. O zamanlar Avrupa'daki her eğitimli insan (ve eği­timsizlerin çoğu da) aslında dünyanın bir küre olduğunun farkındaydı ve bunu çok uzun zamandır biliyorlardı. O kadar yaygın bir bilgiydi ki, Kolomb'un yolculuğundan 200 yıldan uzun bir süre önce, ilahiyatçı Thomas Aquinas yazılarında bunu herkesin gerçek olarak kabul ettiği bir şeyin örneği olarak kullanıyordu. Atlas yaratıcılarının ortaya koyduğu resmi hikayeden bugün bile şüphe duyan bir azınlık olduğu göz önüne alındığında, dünyanın düz olduğu teorisi, şu anda on beşinci yüzyıldaki kadar popüler olabilir. 2019 yılında, bir grup düz dünya sevdalısı ortak bir yolculuk organize etmeyi planlıyor; bu teorilerini test etmek için heyecanverici bir fırsat olmalı. Aferin millet. Hayır, bu, dünyanın yuvarlaklığı konusunda yaşanan bir anlaşmazlık değildi. Kolomb'un girişimi hakkındaki şüphe tamamen farklı bir kay­naktan geldi. Sorun, Kristof Kolomb'un hesaplarında şaşırmış, topla­maları tamamen yanlış yapmış olmasıydı. Keşif için yaptığı tüm plan, iki hesaba dayanıyordu: Dünyanın ve Asya'nın ne kadar büyük olduğuna. Her ikisinde de fazlasıyla hatalıydı. İlk olarak, Asya'nın gerçekte olduğundan daha geniş (epeyce geniş) olduğuna karar verdi ve bu nedenle, uygun bir rüzgarla Japonya'yı, Japonya'nın asıl konumunun birkaç bin mil doğusunda bulacağına karar verdi. Ancak daha da kötüsü, dünyanın çevresi konusundaki hesaplamalarını, 9. yüzyıl Pers gökbilimcisi Ahmad ibn Muhammad ibn Kathir al-Farghani'nin çalışmalarına dayandırdı. Bu pek iyi bir başlangıç değildi, çünkü Yunan matematikçi Cyrene Eratosthenes bu hesabı 1.700 yıl önce daha doğru tahminlerle yaptığından beri or­talıkta epey iyi tahminler vardı. Fakat bu bile Kolomb'un en büyük hatası değildi. En büyük yanılgısı, al-Farghani'nin "mil" derken, tabii ki 1.478 metre civarında olan Roma milinden bahsettiğini varsaymaktı. Farg­hani'nin bahsettiği şey bu değil, 1981 - 2 133 metre arasında bir yere denk gelen Arap miliydi. Öyleyse al-Farghani bir şeyin birkaç mil ötede olduğunu söylerken, aslında Kolomb'un anladığından çok daha uzun bir mesafeden söz ediyordu. This Is Spinal Tap filminin hayranları Kristof'un ne yaptığını an­lamıştır. Bir ölçü birimini bambaşka bir ölçü birimi ile karıştırdı ve gülünç derecede küçük bir modelleme yaptı. Kolomb, dünyanın gerçek boyutunun sadece dörtte üçü büyüklükte olduğu düşüncesindeydi. Haritasında Japonya'yı da birkaç bin kilometre öteye taşıyınca, sonuç­ta yapacağından çok daha kısa bir yolculuk için malzeme toplaması gerektiğini düşündü. Çağdaşlarının birçoğu, "Dünyayı yanlış boyutta hesaplamış olmayasın:' dese de, kendi hesaplamalarına inanmıştı. Bu yüz­den Karayipler'de karaya oturması tamamen şanstı. (Kimse Asya'nın olmadığı yerde fazladan bir kıta olabileceği ihtimalini ciddi olarak düşünmemişti.)
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.