Zweig her zaman beni cezbeden ve kendine çeken bir yazar olmuştur. Her seferinde kitaplarının neden bu kadar az sayfa olduğunu sorguluyorum. “Tadı damağında kalmak” denir ya, işte Zweig’ın yaşattığı deneyim de tam olarak bu.
Korku ancak bu kadar dolu dolu hissettirilebilirdi. Kitabı okurken Irene’ in yerine sanki o duyguları siz yaşıyorsunuz. Bu duygular o kadar insani ve o kadar gerçek ki, kendinizi kaptırmamak mümkün değil. Zweig’ın en hoşuma giden tarzı; hepimizin içinde var olan ve hissettiği duyguları şahane bir betimlemeyle ele alması. İşte tam da bu yüzden sürükleniyoruz hikayelerde.
Eğer okumadıysanız bir çırpıda okuyabileceğiniz, leziz bir kitap önerisi. Herkese şimdiden iyi okumalar diliyorum.