"Yine de bir süre sonra büsbütün öleceğim sonunda. Gelecek ay belki." Böyle başlar Malone, kendine ya da bize bir şeyler anlatmaya.
Molloy yahut Moran, kör topal ilerleseler de ayaktaydılar hâlâ. Malone ise dikeyliğini yitirmiştir, yatağa bağımlı vaziyettedir, başa çıkmayı beceremediği hayatın karşısında yatay haldedir, bir nevi teslimiyet halidir bu. Sadece küçücük kalmış bir kurşunkalemi, nerden geldiğini bilmediği bir defteri, bir de ihtiyaç duyduğu nesneleri yaklaştırıp uzaklaştırmaya yarayan bir sopası vardır. Dağılmaya, büsbütün dağılmaya karşı koyabilmek için öyküler anlatır kendine, dolaylı olarak da defteri okuyacak olanlara. İçinde bulunduğu durumun, duygularının düşüncelerinin aktarımıyla bazen aniden kesilir, sonra yine aniden başka bir yerden devam ediverir bu öyküler. Üstelik anlattıkları hayal ürünü müdür yoksa kendi başından geçenler midir, bu da belirsizdir. Olaylar biçim değiştirir, isimler değişir ikide bir. Zaten önemi de yoktur, "hangi bedenin ve tinin pörsümüş kalıntısı olsa görür işimi, insanların peşini sürmenin bir anlamı yok pek." der. Onun ruh hali okuru da kavrar giderek. En az onunki kadar dağınık bir kafayla kalakalırsınız bazen.
Kendi ifadesiyle, öyküler aracılığıyla, "olmamanın eşiğinde başka biri olmayı başarıyor"dur Malone. Söyleyiş tarzı da yer yer başkalaşır. Hüzün dolu zarif cümlelerle son derece nobran ifadeler iç içe geçer. Hayat bu kadar acımasızken ve ölüm kapıdayken lisanı inceltmeye, yumuşatmaya lüzum görmez gibidir. Başlangıçta daha sakin sularda seyreden öyküler de sona doğru sertleşir, hırçınlaşır. Yok olmayı kabullenmiş hattâ bunu ister gibi görünse de ölüme bir tepkidir belki bu da. Yine de başlangıçtaki kadar sükunet içinde sona erer yazılan. Kalem küçüle küçüle bitmiştir, onu tutan beden gibi. Bellek neredeyse silinmiş, ego yok edilmiştir. Anlatı da biter, suyu kesilen musluktan akan son cılız damlaları andıran, kısa, kesik cümleciklerle.
Okuma boyunca bütün o yoğunluğa rağmen ara ara duyumsadığımız sessizlik kaplar uzamı. Müzik sustuğu anda geriye kalan belirgin sessizliğe benzer bir sessizlik...
"ne kalemiyle ne sopasıyla
ne ışıklara, ışıklar demek istiyorum
hiçbir şeye dokunmayacak
evet hiçbir şeye dokunmayacak
hiçbir şeye
hiçbir şeye
bir daha"