Alphonse Daudet'nin romanlarının onu 19. yüzyılın sonunda Fransa'nın en başarılı yazarı olarak kanıtladığını anlıyorum, ancak yine de birkaç hafta önce bu kitabı görene kadar onun adını duymadığımı itiraf etmeliyim. Artık buğday öğütmek için kullanılmayan bir yel değirmeninin sakinleri tarafından anlatıldığı iddia edilen Provence'ta geçen tuhaf hikayeler ve efsaneler; Aslında hikayelerden biri, buharla çalışan değirmenin gelişinin yel değirmenlerini nasıl iflas ettirdiği ve köyü acınacak halde bıraktığı hakkındadır. Bu, sizi 19. yüzyılın güney Fransa'sına götürme gücüne sahip bir kitap; çünkü Daudet, sayfalarında etrafındaki dünyayı canlandırma yeteneğine sahipti. Çevre ve çevresi hakkındaki açıklamaları çok güzel bir şekilde işlenmişti; tanıştığı ve kendisine anlatılan kişiler hakkındaki gözlemleri net ve zekiydi. Bu kitabı okumak, 1800'lerin ortalarında Güney Fransa'da küçük bir tatile çıkmak gibi. Daudet, sayfalarında kırsal bölgeyi canlandırma yeteneğine sahipti. Çevre ve çevresi hakkındaki açıklamaları güzel bir şekilde işlenmiş. Bu, yel değirmeninden anlatılan bir gözlemler, halk hikayeleri, günlük geliş gidişler kitabıydı. "Daha önce yıldızların altında güzel bir gece geçirdiyseniz, herkesin uyuduğu o saatlerde yalnızlığın ve sessizliğin ortasında gizemli bir alemin belirdiğini bilirsiniz.” Ama insani zayıflıkların nazikçe ele alındığı, çay ya da bir kadeh şarap eşliğinde dedikodu yapılır gibi anlatılan öykülerin kendisi büyüleyiciydi. Bu, analiz edilecek bir kitap değil, dolaşılacak bir kitap ve tekrar ziyaret edeceğimden emin olduğum bir kitap. Baştan sona okumak için değil, belirli karakterleri hatırlamak ve bana çok canlı anlatılan yerleri tekrar ziyaret etmek için.

Değirmenimden MektuplarAlphonse Daudet · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20172,967 okunma

··

289 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.