Ben Bir Devrimciyim yazarın yayınlanmış ya da yayınlanmamış yazılarının toplandığı bir eser. Yaklaşık 400 sayfa olan eserde pek çok konuda yazısı bulunmakta. Yazılarında bizi pek çok kez Amerika'da geziye çıkarıyor, birkaç kez de Fransa turu attırıyor. Her ne kadar hepsini keyifle okumuş olsam da arkadaşı Ed Ricketts anısına yazdığı yazısı beni çok etkiledi. Yazı yaklaşık kırk sayfaydı ve arkadaşının bahsetmediği bir yönü yoktu. O kadar etkilendim ki okurken "acaba ben birisi hakkında kırk sayfa yazabilir miydim" ya da "kendim hakkında bu kadar yazabilir miydim" diye düşünmeye başladım. O kısmı tekrar okuyacağıma eminim. (Ayrıca o arkadaşından
Sardalye Sokağı isimli romanında bahsettiğini söylüyordu. Onu da kısa süre içerisinde okumaya çalışacağım.)
John Steinbeck 'in mektuplarını, yazılarını okudukça düşündüğüm şey şu oldu: bu adam yazmak için doğmuş. Kendisi de zaten böyle olduğu çok kez dile getiriyor ama ben de okurken çok derinden hissettim. Kitapta o kadar farklı konularda yazılar vardı ki "bu konuda nasıl bu kadar iyi yazabilir" diye düşündüğüm pek çok yer oldu. Anlatım yeteneği o kadar iyi ki hiçbir yazıda "ben ne okuyorum" veya "neden bunu okuyorum" düşüncesine kapılmıyorsunuz. Sizinle tamamen ilginizi çekmeyen bir konuda yazılmış da olsa sonuna dek okumadan geçemiyorsunuz. Bu özellik romanlarında da bulunuyor. Bazen romanlarını okurken tam olarak bir ana metin göremiyorum. Ama okumaya devam etmeden de duramıyorum. Bu da ne denli etkileyici bir yazım yeteneği olduğunu gösteriyor.
Bir süre önce
Mektuplarda Bir Yaşam 'ı da çok beğenmiş bir inceleme yazmıştım. Onu da okuyabilirsiniz. (#200517128) Bunu, diğerini ve tüm romanlarını şiddetle tavsiye ediyorum. Kesinlikle pişman olmayacaksınız.
Sevgilerimle...