Hayatının büyük bir kısmını acı ve kederle geçirmiş olan Montaigne'nin, hayata bu kadar realist aynı zamanda da pozitif bakması beni en çok etkileyen yönüydü. Ben Montaigne'le geç tanıştım keşke daha erken tanışabilseydim. Kitapta herkesin kendinden bir parça bulabileceğine eminim. Çünkü dostluğu, sevgiyi, savaşı, bilgi ve düşünceyi, hayat ve felsefeyi, yalnızlığı, aşkı, kanunları, mutluluğu ve daha onlarca konu üzerinde düşüncelerini yazmış olup bizlere de bu konular hakkında hayatımızda nasıl bir anlamı olduğunu sorgulatmıştır. Kitapta en sevdiğim kısımlardan biri montaigne'nin
Decimus Iunius Iuvenalis gibi önemli isimlerin yazdıklarını kendi düşüncesini desteklemek amacıyla alıntılamasıdır. Montaigne'nin bu denli pozitif olması kısa süreliğinede olsa hayata pozitif bakmamı sağlıyor. Herkesin başucu dediği bir kitap vardır benimde kesinlikle Montaigne'nin "Denemeler" eseridir. En çok üstünde durduğu konular; kendini anlamak, hayat ve felsefe, aşk ve dostluk üzerindedir.
Ben bu konuları çok açık, anlaşılır ve realist bir şekilde kendi yaşadıklarıyla özdeşleştirerek yazdığını ve bu yazıları okuyan kişinin kendi hayatından izler bulduğunu düşünüyorum. Montaigne bizdendi, Montaigne herkesti.
"Benim anlattığım dostlukta ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış, kaynaşmıştır ki onları birleştiren dikişi silip süpürmüş ve artık bulamaz olmuşlardır. Ruhlarımız o kadar sıkı bir beraberlikle yürüdü, birbirini o kadar Coşkun bir sevgiyle seyretti ve en mahrem taraflarına kadar birbirine öyle açıldılar ki Ben onun ruhunu benimki kadar tanımakla kalmıyor, kendimden çok ona güvenecek hale geliyordum" Montaigne en iyi dostu
Étienne de la Boétie'yi anlatırken aynı zamanda dostluk hakkındaki düşüncencesinide bu cümlelerle gösteriyor.
"İnsan kendini bilmeli, anlatmalı ve tanımalı. Dışarda kendinden söz etmekten kaçınmamalı. Kendini olduğundan az göstermek korkaklıktır. toplumun bize dayattığı kendinden söz etmek kendini övmek ve bencilliktir bakışı yanlıştır ve insan bunu dikkate almamalıdır."
"İnsanlar felsefeyi bize ulaşılmaz herkesin ilgileneceği bir alan olmadığını onunla ilgilenenlerin mutsuz olduğunu düşünür. Bunun sebebi felsefedeki bazı safsatalardır. hâlbuki felsefe hayat sevinci veren, sorgulatan, anlatan, anlamana yol gösteren hayatı farklı bakış açılarla görmeni sağlayan bir alandır. Felsefenin amacı erdemdir; bu erdemde, medresenin söylediği gibi, sarp, yalçın ve çıkılmaz bir dağın başına dikilmiş değildir. Ona yaklaşanlar tersine güzel bereketli ve çiçekli bir ova içinde görürler onu. Orada erdem yine her şeyden yüksektir."
"En açık ifadeyle aşk karşı taraftan arzuladığını alma isteğidir. Fakat bu yanlış anlaşılmasın bu kötü bir şey değil aksine insanın doğasında var olan bir durumdur. Ne yazık ki bazı dış faktörler kişiyi böylesine mutlu eden duruma ayiplayarak bakmaktadır. Kişinin yapması gereken dünyada bu kadar kötülük, zorluk, engel varken bu duyguları ayiplamadan bilinçli bir şekilde sarılıp hayatını sürdürmesidir."
Üstünde durduğu konuları özetle bu şekilde yazmıştır. Konular üzerinde bu denli isabetli yorumlar yaparak etkilemekte kalmayıp çağları devlerini çokça etkilemiştir. Bu etkinlenmislik içerisinde felsefenin büyük bir köprüsü olan
Arthur Schopenhauer'la eşit, hatta ondan daha üstün gördüğüm tek bir yazar biliyorum: O da Montaigne'dir. Böyle bir insanın yazı yazmış olması, sahiden bu dünya üzerinde yaşamanın zevkini artırmıştır." (s.12)
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,5bin okunma