Kitap, 1982 yılında basın hayatına katılan Güneş gazetesinin Milliyet ve Hürriyet gazetelerinin sahip olduğu yayınevlerini ilham alarak (!) kurduğu Güneş Yayınevi tarafından 1990 yılı Nisan ayında basılmış. 229 sayfalık tercümeyi yapan Mehmet Harmancı 1960-1990 yılları arasında en çok kitabı dilimize kazandırmış mütercimlerden birisidir. Bu bazı sorulara yol açmışsa da okuma esnasında akış ve içerik açısından beni rahatsız eden bir durum olmadı. Diğer bir deyişle onca yıllık tecrübesini konuşturmuş. Ancak, kitapta baskı hataları akılda kalacak kadar çok olmuş, keşke bir redaktörün elinden geçseymiş. İyi kondisyonda, hem ince bir kitap olduğundan hem de ülkemizde pek fazla tanınmış bir yazar olmadığından sahaflarda ucuz fiyatlardan bulabilirsiniz. Senaryo, biri İngiliz diğeri Mısır kökenli İngiliz eski ajanın bir barda sohbeti ile başlıyor. Kitabın başrollerini paylaşan bu ikili, 2. Dünya Savaşı’nda işgal altındaki Fransa’da Müttefikler adına casusluk yaparken tanışmışlar ve savaş sonuna kadar birlikte mücadele etmişlerdir. Artık her ikisi de “dünün casusları” (kitabın orijinal başlığı!) olarak eski günleri yâd etmekte ve emekliliklerinde nasıl geçineceklerini düşünmektedirler. İlerleyen sayfalarda savaş sonrasında yaşadıklarını ve hem küresel hem de kişisel gelişmelerin onları nasıl değiştirdiğini öğrenirken, içlerinden biri daha karanlık bir yola girmiştir. Ancak bu yol onu nereye götürür ve ne kadar ilerleyecektir? Daha fazla ipucu vermeden burada kesmem gerekiyor. Eseri dikkatle okunmak gerekiyor. Yazar sanki bunu fark edip okuyucuya kolaylık sağlamak için her biri birbirine bağlı ama kendi içinde kapalı otuz ayrı bölüme ayırmış kitabını. Doğrusu bununda özellikle senaryo geliştikçe faydasını görüyorsunuz. Senaryonun benim ilgimi çeken diğer tarafı da özellikle Fransa’nın savaş sonrasında toplumsal gelişimini irdelemesi ve özellikle Cezayir’den gelen göçmenler konusuna farklı açılardan parmak basması oldu. Sonu bugüne kadar okuduğum romanlar içindeki en büyük sürprizlerden birisi ile bitiyor dersem, fazla abartmış olmam. Aslında bu eserden oldukça güzel bir İngiliz-Fransız ortak yapımı casusluk/macera filmi çıkardı; en azından TV filmi çekebilirlerdi.

Dünkü CasusLen Deighton · Güneş Yayınları · 19903 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fehmi Ardalı