Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

380 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Şüphesiz ki bunlardan alınacak nice dersler vardır.
Köse Hasan, Pehlivan Ali, İflahsızın Yusuf’un; Sivas’ın bir küçük köyünden Çukurova’ya çalışmaya giden 3 gencin hikayesi bu. Çukurova’nın bereketli topraklarında rızkını arayan kara cahil, ser sefil nice insanın hikayesi. Cumhuriyetin efendisi ilan edilen köylülerin cumhuriyetin ilanından 30 yıl sonraki hallerinin, savaşlar sonrası yeni düzenin, yeni sermaye dağılımının hikayesi. Bu günlerimizin ipuçlarını barındıran gerçek hikayemiz. Cahilliğin ve arsızlığın kol kola ilerleyen hikayesi… Onbinlerce yıllık kadim insanlık gelişiminden paylarına düşen sadece bir kaç satır dua ezberlemek olan üç köylü genç, hiç bilmedikleri, sadece İflahsızın Yusuf’un emmisinden duyduğu, Çukurova yollarına düşerler. Ne okuma bilirler, ne yazma. Biraz para kazanıp; elde çapa tüm gün çalışmaktan ibaret kaderlerini değiştirmektir istedikleri. Bu kara cahillikleri ile köle olarak sadece emeklerini (ya da vücutlarını; ki zaten aynı kapıya çıkar) satabileceklerini kısa sürede anlarlar. Cahillikten ibaret iğreti bir hayattır onlarınki… Hayallerini, geri döndüklerinde köydekilere hava atacakları ispirtolu gaz ocağı hayalini bile, trende tanıdıkları benzerlerinden ödünç alırlar. Bu cahillik, bu yoksulluk, bu körü körüne inanç şans/şanssızlıkla da birleşince, her birine ayrı kaderler çizecektir. Orhan Kemal müthiş gözlem yeteneğini ve etkileyici edebi dilini önümüze serer. Sanki omuz başlarında oturuyormuş da izliyormuş hissiyle, bu üç gencin bir sezonluk maceralarına şahit oluruz. Onlarla beraber olan herkesin; hayta Hidayetinoğlu’nun, isyankar Zeynel’le Halo Şamdin’in, arsız Irgatbaşı’nın, doğru adamı bulabilmek ümidiyle elden ele gezen Fatma’nın, babaları tarafından kerhaneye bırakılan allı-yeşilli gencecik kızların, cahil, aptal, yavşak, zalim, kadersiz nicelerinin ve bu ortamın olmazsa olmazı kan emici büyük-küçük ağaların da hikayesidir bu. Orhan Kemal kılık kıyafetlerinden huyu-suyuna, şivelerinden kör inançlarına, değer yargılarından cahilliklerine, öyle güzel yaratmıştır ki kahramanlarını; sanki kanlı-canlı karşımızdalarmışcasına heyecanla, nefes almadan takip ederiz hikayeyi. Hikayenin detaylarından bahsederek tadını kaçırırsam, bu incelemeyi okuyan sizlere ayıp etmiş olurum. Ama şunu söylemeden de geçmek istemem: Bu toprakların insanını, gelenek-göreneklerini, kültürünü, yaşanmışlıklarını -ve cehaletini- bilmeden konuşan herkesin, önce Kemal Tahir, sonra Orhan Kemal ve Mahmut Makal okuması gerekir ki, etkileri bugüne bile uzayan “kadersizliklerimiz“i sosyolojik olarak doğru bir zeminde tartışabilelim. Orhan Kemal’in hikayesini bir sermaye-emek savaşımı olarak da okuyabilirsiniz. Ancak hayatı böyle basite almayacak kadar iyi tanıyan bu usta yazar, sermaye sahiplerini de sadece varlıklı olanlarla sınırlamaz. Onun nişan tahtasında iyi eğitimli, dünyayı izleyen, Cumhuriyetin vaat ettiği gibi bir büyüme-gelişme isteyen sermayedarlardan ziyade, ondan bundan çalıp türlü sahtekarlıklarla zengin olan küçük-büyük ağalar vardır. Orta, doğu ve güney Anadolu’nun Ermeni tehciri sonrası el değiştiren toprakları, Orhan Kemal’in romanlarında gördüğümüz kaba, görgüsüz, cahil, acımasız ağa figürlerini yaratmıştır. Çalışarak değil çalarak ağa olan bu güruh, aynı sebeple çalışana ve emeğe değil yalakalığa ve uyanıklığa değer verir, kanundan değil tehditten korkar, zerre vicdan ve değer yargısı taşımaz. “Şüphesiz ki bunlarda, düşünmeyi bilen kimseler için alınacak nice dersler vardır.“
Bereketli Topraklar Üzerinde
Bereketli Topraklar ÜzerindeOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,8bin okunma
·
550 görüntüleme
tula okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Kaleminize, emeğinize sağlık.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim, teşekkürler...
Hatice Sağlam okurunun profil resmi
Kitabı ne kadar güzel özetlemişsiniz. Aynı duygularla okudum 🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.