Yazarın ilk romanı. Ocak 1985 'te ilk baskısını yapmış. Roman Eleni olarak doğan Naciye'ye dönüşen, Türk kocasına dört çocuk doğurduktan sonra bir Rum'la evlenen kadının sonu dramatik bir şekilde biten hikâyesini konu almış. Romanın üzerinde durduğu asıl konu ise Kıbrıs Türkleri ve onların yaşadıkları. Kıbrıs meselesi Türkiye' nin Filistin meselesi gibi bir şey. Yıllardır çözülmeyi bekleyen bir mesele. Eleni 'nin şahsında iki toplumun yaşadığı çatışma, savaş ve gerilimlerin insan hayatındaki yıkımını gözler önüne sermiş. Büyük devletlerin iktidar savaşlarına da sahne olan, kronikleşmiş bir sorunu bir kadının yaşantısıyla gayet güzel özetlemiş yazar. Romanı okurken savaşın, kutuplaşmaların insani boyutunu bir kez daha fark ettim. Toplumsal empatiye ne kadar ihtiyaç olduğunu gördüm. Eleni'nin iki toplumdan da dışlanırken yaşadıkları, hissettikleri o kadar acıtıcıydı ki... Bütün büyük savaşlarda en mağdur olan varlık kadınlardır fikrimi de pekiştirmiş oldu roman. Yazar kitabın başlarında Kıbrıs'ın tarihiyle ilgili bilgiler de veriyor. Yazarın konuya ve orada yaşayan insanların diline olan hakimiyeti anlatımını daha da başarılı kılmış. Roman kahramanının yaşadıklarına, hissettiklerine çok boyutlu değinmiş olması da karaktere akılda kılan bir özellik vermiş. Romanın final bölümünü özellikle beğendim. Edebi olarak da güzel sayılan bir romandı. Sırf Eleni'yi tanımak ve yaşadıklarını anlamak için okunmasını tavsiye ediyorum.

Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?Alev Alatlı · Everest Yayınları · 2020397 okunma

·

202 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.