Kâmran, pantolonuna dikkat etmeden oradaki bir kayanın üstüne oturuverdi.Onu hemen kolundan tutup kaldırdım:Sen naziksin; kuru yere oturma, dedim ve arkamdaki lacivert pardösüyü çıkararak oturacağı yere serdim.
Kamran gözlerine inanamıyordu;
- Ne yapıyorsun, Feride? dedi.
- Hasta olmaman için, dedim, zannederim ki, seni muhafaza etmek bundan sonra benim vazifem oluyor.
Kuzenim bu sefer de galiba kulaklarına inanamadı:
- Ne söylüyosun, Feride? dedi. Bunu sen mi bana söylüyosun? Nişanlandığımızdan beri senden işittiğim en tatlı söz.