Benim için çok farklı bir okuma oldu. Bir kere kitabın kendisi çok farklı. Muhteşem yazar Fransızca'da en çok kullanılan sesli harf olan 'e' harfi olmadan kitabı yazmış. Yine muhteşem çevirmen de hiç 'e' harfini kullanmadan dilimize çevirmiş. Bu noktadan sonra ister istemez kitabı alıp okumak ve içinde acaba gerçekten hiç 'e' harfi yok mu diye incelemek istiyorsunuz. Okurken ister istemez bunu yaptım yalan yok. 'Aaa bak burda bu sözcüğü kullancakmış ama 'e' var diye bunu kullanmış.' diye diye okudum bazen. Şimdi gelelim kitabın içeriğine : Kitabın ilk bölümünde Anton Ssliharf diye bir karakterimiz var ve uyku problemi yaşıyor. Bu kısımda yazar karakteriyle daha önce yazmış olduğu Uyuyan Adam kitabını hatırlatıyor. Anton'un uyku problemini okurken bir anda düş mü gerçek mi karışıyor ve sonra bir bakıyorsunuz Anton Ssliharf de ortadan kaybolmuş. Kitabın üçte ikisinde olaylar, konu çok karışık ve okuyorsunuz ama kafanızda bir şeyler oturmuyor. Anton Ssliharf'i arkadaşları aramaya başlıyor, arkadaşlarına bıraktığı notlarla farklı konulara giriş yapıyor, arkadaşları da kaybolmaya başlıyor derken gerçekten karışıyor da karışıyor. Kitabın son üçte birlik kısmında karakterlerden birinin söz almasıyla hooop taşlar yerine oturuyor. Bu sefer de günlerce okuyamadığınız sayfaları bir anda su gibi okuyup bitiriyorsunuz. Çok garip bir kitaptı. Bence bu kitapta hepimiz kayboluyoruz. Perec yazarken kayboluyor, Cemal Yardımcı çevirirken kayboluyor, karakterler tek tek kayboluyor ve siz kitabı anlamaya çalışırken kayboluyorsunuz. Bir harfin kullanılmamasıyla neler neler yaşanıyor. Son kısıma geldiğinizde de kurguya hayran oluyorsunuz. *Nacizane bir tavsiyem de yazın okumayın. Havalar çok sıcakken kitabın kurgusu da karışıkken gerçekten zorlayıcı oluyor.

KayboluşGeorges Perec · Ayrıntı Yayınları · 20181,045 okunma

·

85 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özge Yurdakul