Beni ismiyle kendine çeken bir kitap. İlk duyduğumda kulağa hoş geldi ve okumaya başladım. Başlarda çok sıkıcı geçti ama sonra beni kendine bağladı. İyiki de okumuşum dediğim kitaplardan biri oldu. Okurken her seferinde içimden sonu kötü bitecek diye geçirdim ama sonu güzel bitti. İnsanların bitmek tükenmek bilmeyen kıskançlıklarını ve hasetliklerini gördüm.Konu olarak da bir o kadar ilgi çekiciydi.
Romandaki kahramanımız Corneils van Baerle ile tanışıyoruz. Baerle, halk tarafından linç edilen Hollanda eski başbakanın vaftiz oğludur ve babasının kendisine teslim ettiği bazı mektupları evinde saklamıştır. Ancak o bu mektuplarda ne olduğunu bile bilmemekte, hatta ilgilenmemektedir, ilgilendiği tek şey büyük ödül vaadedilen siyah laleyi yetiştirmektir. Siyah lale yetiştirmek ile ilgilenen tek kişi de kendisi değildir, kıskanç komşusu da bu amaç için uğraşmaktadır ve Baerle'nin gizlediği mektuplardan da haberdardır ve kafasında bir takım planlar vardır.Roman bu kıskançlığın, hırsın bir insana neler yaptırabileceği üzerine kurulu aslında ama içinde amaç edinmek, bu uğurda tutku ile çalışmak ve çok naif bir aşk var.