“Hayal evim, arzu çanım, kirpik boncuğum
Uyudum, sen oldum, soyundum dünyayı.
Üstümde gözlerinin kemerli köprüleri
Ağzımda har kuyuları gövdenin
İki beyaz ırmak bacakların aynada
Göğüslerin Müşküle bağlarından
Bir çift naz salkımı avuçlarımda tanelenen
Tutup topuklarmdan kaldırdım Tanrıya kadar
Bir ters lalesin gecenin atlasmda
Dökündüm başımdan aşağı yıldızlarını...
Ay beşiğim, şirin uykum, güneş hecem
Uyandım, sen oldum, giyindim dünyayı.
Deniz balkonda yapraklanıp duruyor
Çembercik kuşu pencerede sabah duası
Bir bağbozumu şarkısı saçların yastıkta
Öyle bir sonsuzluk ki ömrün ömrümde
Sende duruyor dünyanın bütün zamanları
Başucunda bir şarap kandili
Mumdan mühürler çıplaklığının hâzinesinde
Dökündüm sabahtan sonra da yıldızlarını...”