Kitap, dünya üzerinde materyalist ve idealist olarak iki kampa ayrılan filozofların bile aslında ne kadar ortak yönleri olduğunu düşündürttü bana. Yazarın tamamen din temelli açıklamaya çalıştığı "yeterli sayıda insan inançlı olursa zamanla tüm insanların inançlı olacağı" tezi, diyalektik materyalizmin yasalarından biri olan "her madde yeterli bir nicelik birikimine uğradığında nitel bir sıçrama yapar" tezine ne kadar da benziyor.