TAŞ MECLİSİ
Taş Meclisi kitabının yorumuyla sizlerleyim. Şaşırtıcı bir hayal gücü, dayanılması zor bir gerilim ve psikolojik şiddet unsurları bir arada. Telapati yontemiyoe gerçekleşen bir trafik kazası. Akupunktur sayesinde hayata tutunan bir çocuk. Ve bir annenin zor anları. Gerilimi ve aksiyonun dozu her an yükselmeye meyilli ve bitmeyen bir kargaşa ortamı. Sürükleyici anlatımı kitabı okurken yaşıyormuş izlenimi veriyor.
Taş Meclisi kitabından bahsedecek olursam; Diane'nin önünde hepi topu 48 saat vardı. Bangkok'tan Puket'e gidecek ve sonrasında pazartesi günü evlat edindiği çocuğu da yanına alıp Paris'e dönecekti. Saat farkı Diane'dan yanaydı. Ancak aksilikler bir türlü yakasını bırakmadı.
Madame Maxwell'e ulaşan Diane zorlu bir süreç ve yolculuk ardından görmek istediği raporlara baktı. Durum ürkütücü boyutlardaydı. Diane'nin gözleri elsiz ve ayaksız bebekte takılı kaldı. Maxwell "Güney Hindistan'dan Andaman Dağları'nın öte tarafından geldi. Hindu fanatikleri ellerini ve ayaklarını kesmiş, ana-babasını öldürmüşler," diyerek konuya açıklık getirdi. Daha sonrasında ise Diane, Lucien'i evlat edinip yanına alarak Paris'e geri döndü. Diane'yı şimdi neler bekliyor? Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın dostlar
#okudumbitti #kitapyorumu #arkakapak #erdeminkitapligi #bookstagram #kesfet #taşmeclisi #jeancristophegrange #doğankitap #sayfa412 #polisiyegerilimokuyorum