M. Ö. 4. yüzyılda Eflatun, "Bir ruhun kendini tanıyabilmesi için başka bir ruha ihtiyacı vardır," demiştir. Başka bir ruhla gerçekten karşılaşmak ancak yakın ilişki içinde mümkündür. Geri kalan ilişkiler, ruhlarımızla değil, rollerimiz, sosyal çehrelerimizle sürdürdüğümüz ilişkilerdir.