Gönderi

184 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Arnavut edebiyatının en önemli ismi Kadare’nin Osmanlı’nın çöküş döneminde geçen bu ütopyası (yahut distopyası), olağanüstü bir hayal gücünün eseri. Kitap, Osmanlı’da Tabir Sarayı denilen ve rüyaların yorumlanarak ön görü elde edilmesini sağlayan bir mekanizma ile Arnavutluk’un köklü ailelerinden biri olan (ve aynı zamanda Köprülü Mehmet Paşa’nın referans alındığı) Qyprilli (Köprülü) ailesi odağında geçiyor. Bu, kitabın biraz oryantalist ve “kötü durumlarda metafiziğe sığınan Doğu” imajına sığınmasına sebebiyet veriyor, eserdeki mekan ve haletiruhiye tasvirlerinin çoğunun kasvetli ve gizemli olmasının sebebini de buna yoruyorum, yaratılmaya çalışan atmosfer yazarın bu doğrultuda biçimlendirdiği kişisel bir tercih. Başkahraman Mark-Alem’in rüyalarla fazlasıyla haşır neşir olmasının ardından gerçek dünyaya döndüğünde dünyevi hayatın sınırlarına toslaması ve her şeyin ona renksiz gözükmesi, sorgu odalarında rüyalarının detaylarıyla alakalı sorgulanan insanların sorgulanmasının nedenlerini düşünmesi (“Bir insan tüm detaylara hâkim olmak için mi yoksa karşı tarafın detaylarda kaybolmasıyla birlikte konuya olan tüm hâkimiyetini yitirmesini sağlamak için mi sorgu yapar?” ikilemi), son bölümde ailesinin kaderinden kaçma ihtimalinin kalmamasıyla yüzleşmesi gibi kısımlarıyla insanı gerçekten etkileyen, dünyevi ve metafiziksel hususlarda kafalarda soru işareti oluşmasına sebep olan bir eser. Tüm bu alegoriler ve kavramların arasında kitabın bir o kadar da sürükleyici olması, yazarın takdire şayan bir kalem yeteneği olduğunu bizlere kanıtlıyor. Türkçeye tercümesi çok güzel bir durulukta, sevgili arkadaşım Finesa’yı tebrik etmek isterim. Kadare eserleri ekseriyetle Fransızcadan tercüme ediliyor, bunun sebebi Kadare’nin de Fransızca tercümelerini onaylaması ve bu tercümeler üzerinden diğer dillere de taşınabileceğini kendi ağzıyla dile getirmesidir. Ancak bunca sene bir arada yaşamış ve hâlâ yakın ilişkileri süren bu iki ülkenin kültürel paylaşımlarını çok uzak bir Avrupa ülkesinin dilinden yapmaması gerektiği kanısındayım. Kadare’yi bize ana dili Arnavutçadan kazandırma çabası için öncelikle Jaguar’ı, ardından çok sevgili Finesa Xhibo’yu Türk okuruna kazandırdıkları için takdir ve tebrik etmek isterim.
Rüyalar Sarayı
Rüyalar Sarayıİsmail Kadare · Jaguar Kitap · 2022264 okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.