Farfara sayesinde olmuştu fakat dürüst olmak gerekirse, ki gerekir her daim, pek beğenmemiş ve nasıl bunca iltifata mazhar olduğunu anlamamıştım.
Günlük konuşma diliyle edebiyat bir araya öyle kolay gelmez, gelemez. Duyguları, düşünceleri, hayalleri ve dahi insana dair her bir şeyi belagat ile ifade kabiliyeti günlük hayatta , yani öyle rastgele, yani öyle sıradan, yani öyle olduğu gibi, yani demem o ki zorlanmadan başarılan bir durum olmadığından edebî eserler yazarken kullanılan dil de öyle her babayiğidin harcı değildir, derler. Kimler derler ? Edebiyatologlar tabii… Ben de bu zatların tedrisatından geçmiş biri olarak bir zamanlar böyle düşünüyor idim.
Ama Sezgin Kaymaz bu düşüncemi yıktı. Biraz geç oldu ama olsun. Edebiyat ders kitaplarına girer mi bir gün bilmiyorum ama benim en sevdiğim yazarlar arasına çoktan girdi kendisi.