Oğuz Atay alıntısından bile bireyin kronik yalnızlığı, toplum ile arasındaki uçurumu ve bir insanın delilik sınırlarına gelişi anlaşılabilir. Oğuz Atay zamanından çok daha ilerisini görmüş, nadide bir yazardı.
Bu iletinin altına bir Oğuz Atay alıntısı bırak! 🤓
En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler: kaldım. Oysa, kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söylenileni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.
"Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın. Ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı. Birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddetle ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durduk yere yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de... "