Ali Lidar kitabı. Tam olarak yazarın hayatına vakıf değilim, ama nedense benzer hayatları yaşadığımızı düşündürüyor. Google'da arattığımda yine ekim doğumlu bir yazar çıkıyor karşıma. Hiç şaşırmıyorum artık en beğendiğim yazarların hepsinin terazi burcu oluşuna. Kafa yapımız, olaylara bakış şeklimiz aynı, okurken anlıyorum. Gelelim kitaba. Keyifliydi, zira cümleleri kullanmasını çok iyi bilen bir kelime virtüözü kendisi. Şiirleri kadar hikaye kitapları da güzel. Hepsinde içinde biriken isyanı anlaya biliyorsun. Bazen küfürlü bir dil kullandığı doğrudur, ama aşırı samimi geliyor ve rahatsız etme boyutunda değil. Ve en önemlisi duyguyu veriyor, ama okurken yorulmuyorsun. Okuyun, okutturun, cidden başarılı.
Kitabın son sayfalarından en sevdiğim bölümü paylaşmak istiyorum:
''Bana, bitti denilen şeyin, bitti denilen yerde, bitti denir denmez nasıl bitebildiğini anlatabilecek biri varsa, söz ilk biralar benden. Saatlerce ağladıktan sonra makyajını tazeleyip alışverişe gidebilmenin aslında ne kadar normal olduğunu anlatabilirse biri bana, öldükten sonra ona organlarımı bağışlayabilirim. Birileri bana, bütün hafıza kuramlarına meydan okurcasına "unutmak istersem unuturum" diyebilmenin, üstelik söylemekle kalmayıp bunu yapabilmenin nasıl olduğunu gösterirse her sabah ekmeğini alıp evine kadar götürürüm yeminle. Balık tutmayı öğretmeyin bana, balık da vermeyin. Becerebiliyorsanız balık olmayı öğretin ... N'oldu? Yemedi dimi?''
Yemedi..
Z RaporuAli Lidar · İthaki Yayınları · 20163,732 okunma
·
1 artı 1'leme
·
10,4bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.