Faysal yeni yandaşlarına ellerinin arasındaki Kuran üzerine "beklerken bekleyeceklerine, yürürken yürüyeceklerine, hicbir Türk'e itaat etmeyeceklerine, Arapça konuşan herkese (ister Bağdatlı, ister Halepli, ister Suriyeli, ister safkan olsun) iyi davranacaklarına ve bağımsızlığı
can, aile ve maldan üstün tutacaklarına" dair yemin ettirdi.
Ayrica onları kendi huzurunda kabile düşmanlarıyla karşı karşıya getirmeye ve kan davalarını çözmeye başladı. Taraflar arasında bir kâr-zarar hesabı yapılıyor, Faysal taraflar arasında arabuluculukta bulunuyor, çoğu zaman da anlaşmayı çabuklaşuırmak için bakiyeyi ya ödüyor ya da kendi parasından buna katkıda bulunuyordu. Faysal iki yıl boyunca her gün Arap toplumunu oluşturan sayısız küçük parçayı doğal düzenleri içinde bir araya getirip nizam vererek ve bunları Türklere karşı tek bir savaş gayesinde birleştirerek çalıştı. Geçtiği bölgelerin hiç birinde kan davası kalmamıştı ve Batı Arabistan'in nihai ve tartışmasiz
Temyiz Mahkemesi oydu..."