Zweig, çocukluğundan başlayarak anılarını olağanüstü güzellikte bir dil ve yalınlıkla kaleme almıştır bu eserinde. Hem yazarı yakından tanımak hem de tarihin henüz tozlanmamış sayfalarına göz atmak için eşsiz bir eser…
Savaş öncesi dönemi öyle ballandıra ballandıra anlatmış ki yazar, insan o dönemde yaşamamış olmaya üzülmeden edemiyor. Tabii ki o dönemde ve Avusturya’da… Çocukluk dönemini anlatırken sanki bir ütopyayı anlatıyor yazar.
Zweig iki büyük dünya savaşıyla Avrupa’da yaşanan tedirginlik, korku ve yılgınlığı da tüm açıklığıyla ortaya koyar. Her ne kadar savaş karşıtı olsa, politikadan uzak dursa da (belki de tarafsız birinin bakış açısından savaşı gösterdiği için bu kadar etkili) anlatımı ile bizi o yıllara götürüyor.
Bir arpa boyu yol alamadığımızı görmek ise insanlık adına çok acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.