Herr Haller ev sahibinin yiğeni tarafından anlatılır ve kendi bakış açısıyla anlatılır. Her anlatımda da birden fazla ben' i olan bir insandır. Bozkırkurdu'dur çünkü insanlardan uzakta ve vahşidir. Onlar gibi düşünemez onlardan ayrılır. Toplumun içinde olan ama toplumdan ayrı bir aydın gibidir. Savaşa, müziğe, dine bakış açısı farklıdır. Hem ölümden korkar hem de ölmek ister çünkü ölümde zamanın yer almadığı bir dünya vardır. Haller kendini öldüreceği zamanda karşısına Hermine çıkar. Hermine ona dans etmesini öğretir be Maria'yı ona hediye eder. Belki yaşlı bedeni gençliğinde bulamadığı şeyleri buldurur onlara. Ve sadece kaçıkların girebileceği bir tiyatronun içine girer. Ve bilinçaltının ona oynadığı her oyunu dener. Aynadan genç yaşlı bir çok Haller çıkar . Aslında çıkan insanın içinde olan bir çok bendir kimi iyi kimi kötü ,kimi bilgin kimi katil... kitabın kafamı karıştırması mi desem dili mi desem anlatım akışını desem mükemmeldi. Ve çeviren Kamuran Şipal de.