En derin yaralar asla kapanmaz.
Merhaba bu incelemeyi okuyan sevgili dostum.
Çıktığım en güzel yolculuklardan birini ısrar kıyamet sana tavsiye etmeye geldim. Manzarası olsun yolun konforu ve gerekli miktarda aksiyonu olsun senin de nefesini kesen bir yolculuğa çıkmanı istedim. Bu elbette sadece bir tavsiye incelemesi olmayacak daha önce bu kitabı okumuşsan eğer yolculuk deneyimini de merak ettiğim bir soru işareti olacak. Çünkü buluşulacak kıymetli bir payda olarak görüyorum Tamirciyi.
Öncelikle bu kitabı 
Begüm Çakır önerisiyle almıştım. Kendisine ne kadar teşekkür etsem az. Bu kitapla tanışmadan ölsem sahiden çok üzülürdüm.
Kitabın konusu, üslubu, betimlemeleri ve okuyucuyla kurduğu bağ o kadar samimi ve dolambaçsızdı ki kitap ne zaman başladı ne zaman bitti asla anlamadım. Okuma ve anlatımı açısından konforlu olan bu kitap duygusal olarak oldukça zorlayıcı aslında. Büyük bir bölümünde haksızlığa tahammül edemeyen herkesin sinirden nefesini bölecek. Ve bu sinire dayanılmaz bir acı ve üzüntü eşlik edecek. Fakat bu kadar yoğun duygulara durup durup eminim sizler de şaşıracaksınız. Nasıl oluyor da yazınsal bir metin sizi bu kadar içine çekiyor , gerçek yaşamdan koparıyor inanması güç olacak.
İşlemediği bir suç yüzünden yargılanan, türlü işkencelere maruz kalan Yakov Bok ‘ un hüzünlü ve iç burkan hikayesini anlatan metinde yazar edebiyat ne demek? Güdümlü edebiyat ne demek hepsine cevap vermiş.
Karakterleri karmaşık olmayıp bazen tipleme düzeyinde de kalsa yazar her biriyle toplumdan belli kesimleri sembolize etmiş.
Bibikov ve Grubeşov karakterlerinin çizimiyle iyi ve kötünün, doğru ve yanlışın arasındaki çizgiyi kalınlaştırmış yazar. İkisini de o kadar güzel anlatmış ki aydınlık ve karanlık fonunu oluşturmuş kitabın.
Sadece bu iki karakter değil yazarın daha karakterleri betimlerken bile öyle ince detaylar vermiş ki katilin kim olduğunu söylemeden okura kolayca buldurmuş. Bazı sahneleri resmen bir tablo gibi çizerek okurun görmesini sağlamış.
İnanılmaz derecede büyük bir kaleme sahip olduğunu da burdan anlayabiliriz.
Keza yazar senaryonun bütününü sadece seçtiği konuyla değil betimlemelerle de çok güçlü bir şekilde desteklemiş.
Aslında edebiyatta, sinemada oldukça sık işenen bir konuyu işlemiş. Fakat eline altığı fırçası( üslubu) ile çizdiği tablo bambaşka bir tat veriyor. Kendini diğerlerinden kolayca ayırıyor. Yazarın elbette ana fikiri güdümlü. Fikirler evet önemlidir fakat asıl işlevsel olan eyleme geçebilmektir. Aksi takdirde düşünebilen bir canlı olmak bizi farklı kılmaz. Çünkü Yakov eylemsel olarak bir güce maruz kalıyor. Onu bu güçle mücadele ettirecek şey sadece fikirleri olamaz. Bunu eylemleriyle desteklemesi gerekiyor.
Elbette bireysel olarak Yakov’dan kastımız karakterin kendisi değil. Bir fikri paylaşan, ortak payda da buluşan herkes aslında birer Yakov.
Yani evet yazar burada bir uyanış ve harekete işaret ediyor. Hatta açık açık dile de getiriyor bunu.
Mücadele yöntemleri eşit olmazsa kazanan sadece bir taraf olur , demek istiyor Yakov’ un öyküsüyle Bernard.
Sevgili okur dostum eline güzel bir kitap almak istiyorsan hiç bekletme ve bir an önce oku derim.
Naçizane görüşlerim dışında kitapla ilgili araştırmalar yaparken çok güzel bir incelemeyle karşılaştım. Onu da şu şekilde paylaşmak isterim:
edebiyatburada.com/mihriban-akcay-...
Keyifli okumalar sevgili okur dostum :)
Tamirci 
Bernard Malamud
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.